Ekonominin patronaji tamamen dağıldı. İroni yaparak durum mu anlatmaya çalışıyor, yoksa gerçeklerle başa çıkamayınca geleneğe uyup hayâller diyarında mı gezmeye karar verdi; açıkçası bundan emin değilim.
Fakat Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ‘aslında iyisin be oğlum’ tadındaki açıklamalarla, telkinle insan tedavi etmeye çalışan bir uzman görünümü vermeye başladı.
Önce G20 Maliye Bakanları toplantısında, dünyada hiçbir sorun olmadığını ve kısa dönemde her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söyleyerek işe başladı. Hızını alamamış olacak ki, Gaziantep çıkışıyla vites yükseltti.
Şimşek’e göre özel sektörün borçları olduğunu kabul ederek, durumun sorun edilmemesi gerektiğini söyledi. ‘Niye sorun edilmeyecekmiş’ diye baktım. Çünküsü güler misin, ağlar mısın cinsinden.
Şimşek, özel sektörün borçları artıyor ama varlıkları, gelirleri ve ihracatı da artıyor. Bu nedenle de ödeme gücü de yükseliyor. Vurgu buysa, bu durumda iki ihtimal beliriyor.
Birinci seçenek Başbakan Yardımcısı bu ülkede yaşamıyor. Çünkü sadece çek yasaklılarının bile yüzde 226 arttığı bir ülkede bunu söyleyemezsiniz. Ortalama vadelerin 20 aya vurduğu, kimsenin tahsilât yapamadığı bir reel sektör içinde, ihracatın kârdan fedakârlık yaparak yapılabildiğini biliyoruz.
İç piyasadaki yüksek maliyetlere de yetişemedikleri malûm. Yani bu durumda gelirleri de artmıyor. Artmadığı gibi içte bankalara ve dışta da finans sektörüne milyarca dolar borcu var. Neticede Şimşek’in gördüğü bu fotoğraf hayal ürünü.
O zaman devreye ikinci seçenek giriyor. Şimşek başka bir ülkede yaşadığını zannetmiyorsa, o zaman sıkı durun yakında sizden para isteyecek. Vergi yoluyla mı olur, salma mı çıkarır bilmiyorum. Lakin ‘iyisiniz iyi’ durumu, kıvranan reel piyasaların ortasında sergileniyorsa, bir şeyler isteneceği açık.
Döviz varlığını beyan etmeyenin cezalandırılacağı bir ortam için yasal hazırlık var. Bu durumda şirketlerin yurtdışında arazi almasını, futbol takımlarına talip olmasını garipsememek gerekir.
Çünkü yavaştan da olsa bazıları başına geleceği tahmin ediyor. Mehmet Şimşek şimdi yastık altı altınlarla kapıyı açtı; yarın reel sektörden ne isteyeceği muamma. Ama nakdi bir şeyler isteneceği kesin.
Daha acısı bunu ‘iyisin iyi’ diyerek yapmaya hazırlanıyor. Bu da hem nakdi finans olarak çaresizliğimizin arttığını, dünyayı geride bıraktığımız söylemleriyle de başka çözüm bulamayıp hamasete sarıldıklarını gösteriyor.
Şimşek’in niyeti açık. Fakat hesap etmediği bir nokta var. Kendisi finans kuruluşlarında kumar ekonomisinin çalışanıyken, reel sektörün hepsi buradaydı. Ülkemizde bir söz vardır ve muhtemelen sadece kendini zihni sinir proje üretiyor zanneden Şimşek de reel sektörden bunu duyacak: Sen giderken, biz dönüyorduk.