TÃœSÄ°AD
MÃœSÄ°AD
Bankalar ve de finans kurumları ile ekonomi kanallarında, zinhar bir sızlanma yok!
Adeta kış uykusuna yattılar…
Sadece bu kesim mi?
Ekonomi yönetimi de maşallah hiç oralı değil, adeta gelişmeleri oluruna bırakmışlar!
Küçük esnaf ve dar gelirli ise şaşkın ördek gibi yalpalaya, yalpalaya kanatlarını çırparak, avazı çıktığı kadar gaklasa da, ne gam(!) ne duyanı nede bir mikrofon uzatıp soranı var…
Zaten kala, kala şahlanıp uçan, büyük ülke ekonomisinde, bir tanecik ekonomi kanalı kaldı…
İster seyret, istersen yanında yan pala yat!
Bunun bir ekonomik nedeni olmalı elbette değil mi?
İnsanlar ve kurumlar bir gelişme karşısında iki nedenle suskun kalırlar;
İlki işlerine gelir, ikincisi ise şok olur, beyinleri dumura uğrar bir şey yapamazlar…
Bizde ki durum acaba hangisi?
İşlerine geliyor olmasın sakın?
Eğer öncesinde, VİOP ta pozisyon aldınız sa?
Ne gam, ya da yeteri kadar dolarınız, Euro(!) elinizin altında duruyorsa? İşiniz tıkırın da ve keyfinize diyecek yok demektir.
Bekleyin çıkabildiği kadar döviz yükselsin, batan batsın, sonra sıra batan geminin mallarını almaya nasıl olsa gelecek değil mi?
Haksız kazanç sadece kayıt dışı ticarette mi oluyor? İşte böyle kriz ortamları da, birileri için inanılmaz bir kazanç ortamı ve fırsat yaratıyor!
Bu kadar allak bullak olan ekonomik bir ortamı, normal nitelemek de, haksızlıktır ve bu tam anlamı ile bir servet transferi ortamıdır demek, çok daha doğru bir tanımlama olacaktır elbette…
Bu sözde döviz artışı ve özde, büyük bir ”devalüasyon” nasıl sonuçlanacak derseniz?
Döviz durulacak, merkez bankası TL faizlerini, ABD tahvil faizleri artı ek cazip oranı artı birde ülke risk puanı ilavesi ile yükseltecek ki dışarı çıkan ile içerde dövize dönenler, TL ye geçsin ya da dövizlerini bozdursunlar…
Sadece son birkaç hafta içerisinde, doları olanların kazancı, yüzde on dörtlerde iken, TL de sözde yüksek faiz alıyorum diye sevinenlerin kayıpları da, aynı, hatta misliyle olmadı mı?
Şimdilerde ise ilginçtir, ne merkez bankasına faiz indir diyen var, nede döviz bu kadar yükseldi, neden önlem almıyorsun diyen!
Acaba dilimizi mi yuttuk?