Gözler görmüyor, kulaklar duymuyor!
Her gün şehit cenazeleri anaların yüreğini dağlarken, siyasilerin, cenaze törenlerine çok yakın yerlerde başka etkinliklerde olması ve adeta meydan mitingleri yapması yadırganmıyor ve hala alkış alıyor, aynı zamanda, coşkuyla sloganlar atılıyor, marşlar çalıyorsa, oturup biraz kendimizi sorgulamamız gerekmez mi?
Bir eş tabuta sarılmış, ben sensiz ne yaparım aşkım….
Başka bir yerde bir anne bağırıyor tabutun arkasından, kınalı kuzum…
Ve ülkenin bir yerinde bir baba, tabuta yaklaşamadan yığılıp kalıyor kollarda…
PKK böyle iken, Suriye de IŞİD ABD’nin ta başından beri istediği, benim askerim orda ölmesin ama Türk askeri silahlı güç olarak müdahale etsin, demiyor muydu?
Bizde buna direnmiyor muyduk?
Ama öyle olmadı!
Tüm bu gelişmelerin orta yerinde ise bizim tartıştığımız konu, hala hiç değişmedi;
Başkanlık…
Millet ne isterse olur…
İdam…
Rusya ya, ABD ye, Irak’a sıra geldikçe, aynı klişe cümleler ile haddini bildirmek!
Bunun ise bizim gibi ülkelerde, tek göstergesi vardır
Seçim…
Seçim yaklaşırken ise bizde, dolar, altın faizler ve borsa yükselir
Seçim sonrası ya da sandık öncesi borsa düşer…
DiÄŸerleri mi?
Seçimin sonucuna göre tavır alır!
Burnu ekonominin ekşi kokusuna hassas olanlar, bu kokuyu almış olmalılar ki devamlı başlarını sağa sola çevirip, burunlarında soluyup duruyorlar!
Ne kadar acı olsa da maalesef;
Mal canın yongası!
Sözün özü;
Günlük ya da yakın zamanda ki bireysel çıkarları peşinde koşanlar, karlı çıkarlar ama bu karları, ülke ve toplumsal çıkarlar sahipsiz kalıp, çöktüğünde, bu bireysel çıkarların tümü ve bizzat kendileri de bu enkazın altında kalıp yok olurlar!