Önce, Mısır’da bir İhvan lideri, Muhammed Kemal, gözaltına alındıktan sonra öldürülmüş, şiddetle protesto ediyorum.
Nasıl Özgür Radyo ve IMC TV’nin kapatılmasını protesto ediyorsam, bunu da ediyorum. Halep’de katliamı da ediyorum. Cehennem mi ulan Müslüman Dünyası? Birbirimize zulüm etmeden bir saniye rahat duramıyor muyuz? Bu ülkede yüzlerce İslamcı-muhafazakar alim-düşünür-entel var, bir tanesi de laikliğe bok atmak ya da Musevi-Hristiyan Dünyası’nın kokuşmuşluğunu eleştirmekten bir dakika vazgeçip, “kardeşim bize n’oluyor böyle?” diye bir özeleştiri yapmaz mı ya?
Öte yanda, gelmiş-geçmiş tüm AKP başbakanları arasında en çok Binali Yıldırım’ı sevdim. Bana “bugün sünnet olacaksın yavrum, hem de ustura ile, ağrı kesici de yok” diyen rahmetli ve çok sevdiğim babacan dedemi hatırlatıyor. Ağzından bal damlıyor, mizah gücü üstün ve herkesin nabzına göre şerbet veriyor.
Dün OVP’ı açıklarken dinledim, durgundu, önündeki konuşma kartlarına bakıp yutkunuyor, bazılarını kenara koyuyor, ötekileri okuyordu. Ehh, haklı canım Dedem benim, OVP öylesine bir ham muşmula ki, Yıldırım değil Cem Yılmaz okusa halka satmakta zorlanır. Yıldırım herhalde günaha girerim diye bazı sorulara cevapları bakanlara bıraktı, onlar da 1 veya en fazla 2 cümleyle cevap verdiler. Restoranda gibi: “karides taze mi?” Uzun bir sessizlik garsondan, sonra “E….vet”.
Türkiye’nin artık makro-ekonomik politikalarla kurtulamayacağını bildiğim ve bu satırlarda defalarca yazdığım için, en çok yapısal reformlar kısmına ilgi gösterdim. 2019 yılında da olsa tüm gün eğitime geçmek ve Yıldırım’ın yeterli yabancı dil becerimiz olmadığını itiraf etmesini takdirle karşıladım. Zorunlu İngilizce çok iyi fikir.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Paraanaliz.Com)