Dünyada ekonomistler, ama olaya geniş açıdan bakabilenler, borç sorununa özel önem veriyorlar.
Özellikle 1980’lerde başlayan ve günümüzde yayılarak devam eden, devletlerin, şirketlerin ve hane halklarının (ailelerin) gittikçe artan borçlanmasının neden ve sonuçlarını araştırıyorlar. Nedenler arasında en önde geleni, ekonominin tüm kesimlerinde, gelir = harcama eşitliğinin bozulması. Diğer bir deyimle, kimse ayağını yorganına göre uzatmıyor.
Gelirlerdeki azalışın nedeni şirketlerdeki borsaya açılması ve borsaların kar/temettü baskısı. Yanı sıra reel ücretlerdeki ve dolayasıyla harcanabilir gelirdeki azalma. Bu süreç büyümenin yavaşlamasına neden oluyor.
Bu sarmalı aşabilmek için, bankaların eskiden olduğu gibi üretken yatırımları kredilendirmesi gerekiyor. Oysa hane halkaları, bankaların teşvikiyle konut sahibi olabilmek ve daha fazla tüketebilmek için kredi talep etmeye başladılar. Merkez bankları da bu furyaya destek olmak amacıyla ucuz fonlama (düşük faiz) politikaları uyguladılar. Düzenleyici denetleyici otoriteler mevzuatı gevşettiler.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (hakanozyildiz.com)