Yıllar önce, mesleğe başladığım dönemlerde, yani genç ve tecrübesizken, yani biri leb dediğinde Çorum’u yaktığım yıllarda, meslekteki ustamın bana bir tavsiyesi olmuştu: Bir kere nefes al; yutkun ve halen aynı fikirdeysen; öyle söyle.
Usta sözüydü; kulağıma küpe ettim ve hiç zararını görmedim. Eğer konuşurken, kabullenmişliklerinin, duygularının aklının önüne geçmesine izin verirsen, sonuçta telafi edemeyeceğin durumlarla karşı karşıya kalırsın.
Şimdi Rusya ile yeni bir süreç başlıyor. St. Petersburg’taki görüşme gerçekten çok önemli. Sadece güncel sorunların halledilmesi için değil, aklımızı kullanırsak geleceğe ilişkin de önemli başarıları beraberinde getireceği için. Şüphesiz her başarının da bir bedeli var; bunu da unutmadan.
İki liderin verdiği fotoğraf, yumuşamış tavır, ortaya koydukları temenniler çok değerli; ama yeterli değil. Bundan sonraki süreçte eylemlerle karşılığını bulmaya muhtaç. Yani söylediğiniz ile yaptığınızın tutması gerekiyor; şüphesiz iki taraf içinde…
Bu nedenle Türkiye’nin, Türk insanının biraz daha sakin olması gerekir. Görüyorum ki uçak düştüğünde ‘gördün mü nasıl düşürdük’ diyenlerle, ekonomik yaptırımlar başladığında Rusya’nın tek başına batacağını iddia edenlerle, bugün tüm sorunlar bitti diyerek nida atanlar benzer bir tavır içinde.
Oysa gerçek şu ki; yaşananlardan iki ülke de büyük zarar gördü. Fakat bunu algılamakta sıkıntı çektik. Yıkmanın kolay, yapmanın zor olduğu bu hayatta şimdi sabırlı davranmamız gerekiyor.
Eğer Suriye başta olmak üzere politikalarımız benzeşmezse, yani ortak çıkarlar noktasına gelemezsek, takıntılarımızdan kurtulamazsak, Rusya orta ve uzun vadeyi düşünürken, yine bugünün kaygısıyla hareket edersek sonuç alamayız.
Nitekim yapılan görüşme sonucunda üç yıllık bir yol haritası çıkarıldı. 2016 – 2019 yıllarını kapsayan bu eylem planı, sorunların hem bir gecede hallolmayacağının, zararların da bir nefeste ortadan kalkmayacağının kanıtı niteliğinde.
Artık duygularımızın aklımızdan önce hayata geçmesine bir son vermemiz gerekiyor. En önemlisi bu fotoğrafı okurken, bunun bir turizm geliri meselesinin ötesinde olduğunu anlamamız şart.
Ya samimi davranarak bunu bölgesel bir işbirliğinin, barışın ve ülkelerin toprak bütünlüğünün şansı yapacağız ya da bir çuval inciri berbat edeceğiz. Bu nedenle ricam nefes alarak yaşayın. Ülkeler sloganla yönetilmez. Sloganların peşinden giderek de vatandaş olunmaz.
Ne diyor Atatürk? “Diplomatlar barışın kurmaylarıdır.” Ve ekliyor: “Komşuları ile ve bütün devletlerle iyi geçinmek Türkiye siyasetinin esasıdır.” Bu sözlerde ne bir teslimiyet var ne de biat. Akıl var akıl… Atatürk’ün paktlar politikasını esas alarak akla dayanın..