1 Temmuz 2016 Cuma… Bu tarihi hafızanıza kazıyın. Çünkü bahsi geçen tarihten itibaren Bakkal Ahmet, Berber Rıza, Terzi Fatma ve daha niceleri yanında iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmak zorunda…
Soma’da madendekilere söz geçiremeyenler, yargılama aşamasında delillerin bulunduğu torbaya bilerek ya da bilmeyerek su dolmasını engelleyemeyenler, ülkede sistematik hale gelen iş cinayetlerini önlemek adına bir düzenleme yaptılar.
Peki bu düzenleme işe yaradı mı? Kaza adı altında iş cinayetlerine kurban gidenler açısından belki hayır, ama müthiş bir sertifika pazarı yarattı. İşin gerçekten uzmanı olanla, uzmanı olmayan aynı kulvara sokulup, iş yine sulandırıldı.
Kaş yapayım derken göz çıkaran memleketimde de hayatın ve mantığın gerçekleri dikkate alınmadığı için, 1 Temmuz’dan itibaren yanında bir kişi çalıştıran esnaf da bu istihdamı sağlamakla yükümlü kılındı.
Aradaki geçiş sürecinde onlarca uyarıya kulak tıkandı ve hiçbir düzenleme yapılmadan uygulamanın başlangıç tarihine gelindi. Neden? Çünkü her şeyi biliyorlar.
Hangi esnaftan bahsediyoruz. Son bir yılda 79 bin kişinin kepenk kapattığı ortamda çalışandan. Sayıları TESK verilerine göre son 11 yılda 1,5 milyon azalan esnaftan. Başbakan Binali Yıldırım’ın zor durumda olduğunu kabul edip, borçlarını faizini silip, taksitlendireceğini söylediği esnaftan.
Kendisi vergi mükellefi iken, ödeyemese de tahakkuk yazdırırken, Suriyeli’nin yanı başına dükkân açıp, kayıt dışı çalışmasına göz yumulduğu esnaftan.
Şimdi bu fotoğraf içerisindeki bir gruba işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma şartı getiriyorsunuz. Yapmazsa ne olacak? Her ay için 6 bin 511 TL ceza ödeyecek. Peki esnaf bunu yapabilecek mi? Elbette hayır. Demek ki bu sene sonuna kadar esnaf başına 39 bin TL ceza kesilecek. Bu para tahsil edilebilecek mi? Elbette hayır.
Türkiye’de esnaflıkla uğraşan müteşebbis sayısı ne? 2016 Nisan TESK verilerine göre 1 milyon 641 bin 491. Hiçbiri ödeyemeyeceği için birikecek ceza miktarı ne? 64 milyar TL’nin üzerinde. İşte size yine bütçe makyajlayacak bir kalem.
Bu senenin gelirlerine 2016 sonu itibariyle koyarsınız 64 milyar TL’yi, işsizden sigorta primi isteyip gelir yazıp sonra affetmek gibi, ödenemeyeceği için silersiniz. Bunu seçim vaadi yaparsınız, ama affetmenize rağmen bütçe gelirlerinden düşmezsiniz. Nasıl ortada Sayıştay denetimi de yok. Onu da uyum çerçevesinde 4 senedir yapamıyoruz. Herkes memnun.
Bütçeniz artı yazar, kasa tamtakırdır, önce borç çıkarttığınız insanı affedersiniz ve oya tahvil edersiniz. Ne güzel memleket değil mi? İnsan kendini monopoli oynuyor zannediyor. Onda da çok zengin olursunuz, ama oyun bittiğinde oyun paralarının hepsi kutuya girer. Tek farkla: Oyunu kredi kartıyla aldıysanız; onun borcunuzu ödersiniz.
Gerçekten batan Yunanistan’ı niye kınamıştık. Bütçe makyajladığı için değil mi? Neyse ki bizde böyle şeyler olmuyor. Zaten battığı ortaya çıkana kadar Yunanistan’da da olmuyordu. Tıpkı Soma’da 301 can gidene kadar, orada her şeyin yolunda olduğunun raporlanması gibi…