BAYRAMA NE HACET?
Başta cari açık tam bir bayramlık
Ekonomimiz ise bayram yeri
Üretim bayramlık
Üretime bağlı dış satım bayram yeri
Üniversitelerimiz bayramlık
YÖK bayram yeri
Vergiler bayramlık
Vergi afları ve tahsilâtı bayram yeri
Hukukumuz bayramlık
Adalet saraylarımız bayram yeri
Tutuklamalar bayramlık
Ceza ve tutuk evleri tam bir karnaval yeri
Siyasetçimiz bayramlık
Siyasi partilerimiz ise bayram yerini de aşmış , panayır yeri.
Çalışanımız bayramlık
İşyerleri çikolata
Sağlık emekçileri bayramlık
Özellikle hastanelerin akçelileri, bonbon şekeri
Öğrenciler bayramlık
Okullar akide, özel dershaneler badem ezmesi
Yolcular, özellikle sürücülerimiz bayramlık ya da adaklık kurban
Trafiğimiz, ulaşım sistemlerimiz ve yollarımız tam bir bayram yeri……
Saymıyoruz, toplayıp çıkarmıyoruz.
Ülkede olan biteni, öğrendiğimiz bilimsel verilere göre değerlendirip, başarı yüzdelerini ve toplum olarak nereye doğru gittiğimizi, aklıselimle ortaya koymuyoruz.
Hani bir halk deyimi vardır sözümüz meclisten dışarı ‘’ deliye her gün bayram’’ diye. Bizimkisi de o hesap!
Deli denince, çok eski iki fıkra aklıma geldi. Bayramın şu son gününde ve bitmeyen, devam eden bayram tatilinde(!) paylaşmak isterim.
‘’Gece iki deli dışarıdalar. Elinde fener olan, gökyüzüne doğru tutup, feneri yakar ve karanlıkta yükselen ışık huzmesini gösterip, yanındakine sorar.
Buradan yukarı çıkabilirimsin?
Diğer deli, epey bir düşündükten sonra, evet çıkarım ama ya sen, yarı yolda iken feneri söndürürsen?’’
DiÄŸeri ise malumunuz.
‘’Padişah köprüden geçenden aldığı vergiyi her seferinde arttırmış, en sonunda ahali, bir yandan katıla, katıla gülmeye, bir yandan da, şıkır, şıkır oynamaya ve göbek atmaya başlamış’’
Her yerimiz bayramlık, her yanımız bayram yeri değil mi? O zaman ülke olarak bayram, hem de çifte bayram kutlamalarına hacet var mı?
Her halde, tüm bu olumsuzlukları, değişen küresel ekonomik, sosyal ve siyasi literatür olarak, çalışarak değil de bayram ve tatil yaparak düzelteceğiz.
Nasıl olacaksa?
Kazım Çiloğlu