Politik bunalımın üç boyutu
Kırgın bir konuşma ardından, Davutoğlu aktif siyasete veda ederken, bavuluna parlamenter demokrasiyi de koydu gitti. Dün bir finans kanalında telefonla bağlanan uzmanı seyrediyorum, “politik kriz olduğunu söylemek abartılıdır” diyor. Gülümsedim, doğrudur, RTE başta nasıl olsa, bütün ülke de ondan sorulur, dolayısı ile değişen bir şey yok. Davutoğlu gider, Eloğlu gelir, ama Kervan yoluna devam eder. Bu sığ gözlem birkaç gün piyasalarda suni bir ferahlık yaratabilir, ama biraz derin düşününler için 24 Nisan’da yayınladığım haftalık raporda kullandığım ifadeleri hatırlatırım:
“Türkiye’de politika ortamı bu hafta itibariyle karanlık bir tünele giriyor”
Suriye’deki gerilim, milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin görüşmeler, yeni anayasa tartışmaları ve parti içi çekişmeler nedeniyle Türkiye’deki politik ortam önümüzdeki dönemde türbülans ve belirsizlik vaat ediyor.
Yeşilada, Türkiye’de politik risklerin artacağı yönündeki beklentilerinin tartışmaya gerek olmayan bir netlikte olduğunu savunurken, bu risklerin ne zaman belireceğine yönelik bir tahminde bulunmanın oldukça zor olduğunu söyledi.
Türkiye’nin bu karamsar tabloya rağmen yabancı yatırımcıyı çekmeye devam edebileceği ancak belirtilen risklerin bir noktada devreye girebileceği ifade edilen raporda, “Dünyada likidite bol, Türkiye gibi yüksek getirili ülkeler halen yatırımcı varlıklarını çekebilir. Esas soru politik konular (TCMB üzerindeki baskı dahil) ve/veya zayıf turizm sezonu bu düzeni bozacak mı ve ne zaman bozacak.” ifadeleri yer aldı.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Paraanaliz.Com)