İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı 30’un üzerinde ülkenin yetkilisi İstanbul’da toplandı. Rivayet odur ki, bizimle terör ve benzeri konularda hemfikir kalmışlar. Hem bu sıkıntıyı aşmakta güçbirliği yapacağız, hem de 10 trilyon dolar büyüklüğe sahip bu ülkelerle ekonomimizi kurtaracağız.
Şimdi reklamları bir kenara bırakıp soralım: Bu ülkelerin ekonomik büyüklüklerinin 10 trilyon dolar olduğu söyleniyor. Bu, dünyada mal ve hizmet üreterek elde edilen gerçek ekonominin yaklaşık yedide biri anlamına gelir. Yani inanılmaz bir güçten bahsediyoruz.
Böylesi bir yapı, isterse dünyadaki rekabetin şekillendiği Ortadoğu’daki siyasal sorunları da, ekonomik darboğaza girilirken, İslam ülkelerinin sorunlarını da hafifletebilir. Peki bu ülkelerin içerisinde 10 trilyon dolarlık ekonomi hakkında, hatta kendi ekonomileri hakkında inisiyatif kullanabilecek var mı?
Gelelim siyasete… Doğudan ya da batıdan bağımsız olarak siyaseten bir tavır sergileme özgürlüğüne sahip olan var mı? Ne yazık ki yok… Yönetilemeyen güç de, bir reklamda söylendiği gibi güç değildir.
Büyük bir debdebe ve sahte bir hakimiyet gölgesinde 10 trilyon dolarlık kulüp toplandı; başkalarının planlarının bekçiliğini tartışıyor.
Bu nedenle bu toplantıda verilen sözlerin hiçbir önemi yok. Keşke olsaydı ve olmalıydı; ama yok. Çünkü ekonomik, askeri ve siyasi bağımsızlığı olan tek bir ülke bile kalmadı.
Sadece bu nedenle bile Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye’nin ne kadar önemli olduğu, ne kadar güçlü olduğu bir kez daha anlaşılıyor.
Bunu bilen biliyor; batıda ve doğuda bilenler ise bunun tekrar hayata geçmemesi için uğraşıyor. Bilmeyenler ise gün gelip öğrenecekler; ama korkuyorum ki o gün Türkiye için çok geç olmasın.