ABD’nin süreç yönetimiyle ilgili olarak dolar tüm dünyada değer kaybediyor. Elbette TL’nin de dolar karşısında değerlendiğini görüyoruz. Şimdi birileri buna güvenip, faiz düşürüp, para basma ortamı yaratırken, gerçek durumu da gizliyorlar.
Şunu çok net söyleyebilirim ki, dolar bu seviyelerde kalmayacak. O zaman geçici şen şakrak eylemleri bir kenara bırakıp, bu süreci iyi değerlendirmemiz gerekir. Şirketlerimizin pozisyon açığı başta olmak üzere, dolar ile ilgili giderlerimiz, borçlarımız için kritik bir süreç yakaladık.
Her ne kadar birileri trendin böyle gideceğinin yalanını söylüyorsa da emin olun ki doların yükselmesi kaçınılmaz. Bunu anlamak için de ekonomi dehası olmaya gerek yok. Basit bir hesapla bile dolar cinsinden borcunuz olduğunu ve yeterli dolar miktarınızın bulunmadığını düşünürseniz, TL’nin dolar karşısında değer kaybedeceğini anlarsınız.
Elde avuçtakiyle psikoloji yönetip ekonomiyi unutanlar ve her şeyin 2 binli yıllardaki konjonktüre döneceği ihtimaline oynayanlar, farklı konuşuyor. Şu net bir gerçek ki, ne biz ve bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ne de gelişmişler, 2 binli yıllarda yaşanan parasal genişlemeyi bir daha göremeyecek.
Öyleyse birilerinin gazına gelip, zil takıp oynamaktansa, bunu risklerin azaltılması adına bir fırsat görmek, dolar pozisyonlu borçları kapatmak, mümkünse TL’ye çevirmek gerekiyor. Dünyadaki gelişmeler bizi direkt etkiliyor; fakat dünyada değer kaybetse dahi bizdeki kıtlık, önemli bir yükseliş sinyalini de beraberinde getiriyor.
Burada satırlar dolusu temenniler sıralayabilirim. Ama gerçekçi olma ihtiyacındayız. Bu fırsat bir daha ele geçmez. Dolardaki açık pozisyonlarınızı kapatın. Bir daha bu seviyeleri göremezsiniz. Zira dünyada da bizde de makyaj dökülüyor; gerçek ifade gün yüzüne çıkmak üzere.
Elbette tercih sizin… Ya bu seviyelerden borçlarınızı kapatırsınız ya da…