Bu satırları düzenli okuyanlar bilirler, AKP ile nedense pek yıldızım barışmaz. Bir kısım okur, AKP’ye karşı müebbet muhalefetimden dolayı beni yerden yere vurur, kalanlar ise “Ne zaman Silivri’de yerini alacak” diye bahse girdikleri için hiç kaçırmaz. İşte o gruba kötü haberim var. Ben AKP’li oldum. Bir kaç aya kadar da partiye katılıp, rozet takacağım.
Nasıl olmayayım ki? AKP, yıllardır basında şiddetle savunduğum bütün politikaları benimsedi.
Ermenistan’a: Sözde soykırım yalanından vazgeçmediğiniz, Yukarı Karabağ’ı Azeri kardeşlerimize iade etmediğiniz sürece barış marış yok.
AB’ye: Kıbrıs’da gelecek yıla kadar çözüm buldun, buldun, bulamadın, benden good-bye.
Güney Kıbrıs’da palikaryaya: Doğal gaz aramaya kalkarsan, senin gazını alırım.
Libya’da muhaliflere sonsuz destek, Suriye’de muhalefetin organize olması için ülkenin her yerinde 5 yıldızlı bedava otel.
Ve en son olarak da PKK’ya: Cenazende görüşürüz.
Bundan daha ulusalcı bir politikayı en son 1974’de Rahmetli Ecevit izlemişti, ölene kadar oy verdim. Şimdi artık Pazar’a kadar değil mezara kadar Tayyip’imin arkasındayım. Bu sefer Sn Erdoğan PKK’yı bitirecek, ama henüz Kürt sorununu çözeceğine dair somut bir tespit yapamadım. Eğer Kürt sorununu çözersek, gerçekten bu bölgenin en güçlü ülkesi oluruz. Ama çözemezsek, onyıllarca kanayacak bir yara deşeriz.
PKK niye birden azdı? Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki dış dinamikler kadar içerdekilerin de işine yarayacağı tespitinde bulundu da ondan.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da (MENA) oyun sonu belli oldu. İstibdat rejimleri birer birer yıkılacak. Ortaya çıkacak yeni rejimlerin gönlünü çalmak (ve tabii diplomatik-ticari imtiyazlar almak için) 3 güç mücadele ediyor. İran, Suudi Arabistan ve Türkiye. Yeni ortaya çıkacak devletlerin yapısı ne olursa olsun, eskileri kadar müsamaha ile davranmayacak İsrail’e. Hele hele Ankara haklı davasında kararlı biçimde Netanyahu hıyarını itip kakmaya devam ederse.
Makalenin tamamını okumak için BURAYI ziyaret ediniz.