Kazım ÇiloÄŸlu – Dolar, borsa ve altın…

Bırakalım dünyayı, bizde ki gelişmeler ışığında görüldü ki bu üç ekonomik değere yatırım yapmak en doğrusu olmaya devam ediyor.

Neden?

Açık ve güvenilir bir anayasa çalışması görülmüyor. Tam tersi gene ve eğer komisyon devam edebilirse, çalışmalar esnasında asla bir uyum çıkmayacak! Sonuçlanıp genel kurula inse dahi burada da anayasa bir barış yasasına yakışmayan pazarlıklarla geçebilecek, bu da toplumun içine sinmeyecek. Referandum ise tam bir kuplaşma gerilim yaratacaktır. Ekonomik yansıması ise  ters ve olumsuz bir yönde olacaktır.

1 Kasımdan bu yana açıklanan ve alınan tüm ekonomik önlemler ise ne dövizi beklendiği kadar geriletmiş ne de piyasaların durgunluğunu ortadan kaldırmıştır.

Dış ticaret ise ithalatın azalmasına paralel olarak düşmese de, cari açığın beklendiği kadar azalmasını da sağlamamıştır.

Sınır bölgelerimizde yaşanan olumsuzluklar ve son gelişmelere göre yeni göç dalgalarının oluşmasına ve sınırlarımıza yığılmasına bakıldığında ise tam bir felaket olarak karşımıza dikilmektedir. Almanya başbakanı Merkel’in apar topar Türkiye ye gelmeye kalkması da bu vahametin büyüklüğünü karşımıza çıkarıyor.

AB, kuruş, kuruş Euro vermeye kalkması ve bunun içinde harcama denetimi ve nelerin yapılacağını da kendi dayatması ise tam bir rezalettir.

Ayrıca Rusya maşallah PYD ile bir güzel iş birliği yapıp ilerlerken gene ABD aynı terör gruplarına silah yardımı yaparken, Suriye kuzeyinde istemediğimiz Kürt oluşumunu bir güzel ve el birliği ile sağlıyorlar.

Bura da en komik saptama ise Rusya Suriye de ne arıyor savıdır? Dünya da bu soruyu soran bir başka ülke daha yoktur.

Neden biliyor musunuz?

Rusya ile Suriye ta Varşova paktından beri stratejik ve askeri ortak anlaşmaları olan ülkelerdir. Tıpkı ABD ile Türkiye arasında ki stratejik ortaklık gibi! gerçi bizim ortağımızın Rusya kadar vefalı olduğunu düşünmek ne derece doğrudur o da başka bir konu…

İşsizlik içerde zaten tavan yapmışken, yeni istihdam yerine, işçi çıkarmalar devam ederken birde göçmen ve ucuz işçiler tavan yaptığı bir ortamda TL değerli kalamaz bu bir.

Dışarıda ne olursa olsun, gene dolar buna paralel değer kazanır ve en kötü ihtimalle faize oranla değerini daha iyi koruyabilir.

Gene altın TL durumuna göre içerde değerli olmaya devam edecektir.

Borsa ise TL değerine göre çok ucuzlamış durumda ki bu da yabancı para karşılığında çok daha cazip görüntü vermektedir. Zaten yükselmesinin gerekçesi de, ileriye dönük ekonomik öngörüden değildir.

Faizler elbette çok cazip görünse de, gerçek enflasyon ve stopaj değerleri(yerliler için!) nominal getirisine baktığınız da ise cazip bir yanın olmadığı görülecektir. Elbette ileride ki şimdiye kadar hedef enflasyon hiç tutmadı(!) tuttu diyelim işte o zaman on yıllık kağıtlar bile çok cazip ama o güven kimde var? İşte bu nedenle kısa vadeli faizleri tercih etmek daha doğru bir davranış şeklidir.

Bu ve benzeri önerilerimizi 2015 Aralık ayından bu yana, her vesilede yapıyoruz. Faiz o günden beri hep yükseldi ve kısa vadenin avantajı görülmüş oldu. Borsa keza hep kademe kadem yukarı gitti. Dolar ve altında keza.. Doların tüm açıklanan değerlere karşın hala bu sınıra kadar inmesi ise önümüze baktığımızda hep TL karşısında değerli kalacağını gösteriyor ve inmeler alım için bir fırsattır diye görmek gerekir!

Ortalık sakinleşince, silah olarak kullanılıp baskı altında tutulan petrol fiyatlarının biraz daha yükselmesi ise TL’in üstüne tuz biber ekecektir.

Batı her olayda kendine çıkar sağlarken, biz yabancı liderlerle bir arada olan görüntülerle ovunuyoruz. Özellikle de bir ülkeye ziyarete gidip, medya da yer aldığına göre, oraya zırhlı aracınızı nakletmek, parlamenteri darp etmek ve nota yemek ise tam bir anti reklam oldu(!) hem de turizmde en kesat dönemi yaşarken!

Sözün özü;

Görünen köy kılavuz istemez. Varsa birikimlerini önce sağlam bir yere koyacaksın…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir