Geçen yazıda mali piyasa optiğinin dışına çıktık. Küresel ekonominin girdiği darboğazın siyasi geri planını irdeledik. Küresel düzeltme sürecinde esas belirsizliğin Çin’den kaynaklandığı sonucuna vardık.
Mali piyasaların kısa dönemli sorunlarına odaklanmak maalesef iktisatçının ufkunu daraltıyor. Yaşanan sürecin ekonomi politik boyutu ihmal ediliyor. Neticede büyük (makro) resim gözden kaçıyor.
2008’in son dört yazısını küresel krizin makro analizine ayırmıştım. İlki küresel reel dengesizliklerle mali kriz arasındaki ilişkiyi kuruyordu. Kolaylaştırmak için ABD-Çin örneğini kullandım.
“Kuşbakışı Küresel Düzeltme” (25 Aralık 2008) başlıklı ikinci yazı muhtemel düzeltme senaryolarını ele aldı. Temel makro dengelerden hareket ediyordu. Güncel bazı paragraflarını çıkardım. Gerisi aşağıdadır.
“Düzeltme biçimleri”
“Küresel ekonominin önündeki temel sorun şudur: Ürettiğinden fazla harcayan ekonomilerle (ABD) ürettiğinden az harcayan ekonomiler (Çin) arasında üretim-harcama dengesi nasıl yeniden tesis edilecek?
Bir gerçeği hatırlatalım. Ekonomilerde kayıp ve kazançlar birbirini götürmez. Teknik tabirle, yaşamda sıfır toplamlı oyunlar istisnadır. Herkesin kazanacağı ya da herkesin kaybedeceği durumlar ise kuraldır.
Reel dengesizliğin düzelmesi nasıl olacak? Tüketimin üretime oranı ABD’de düşecek, Çin’de ise yükselecek. Dört bilinmeyenimiz var: ABD ve Çin’de tüketim ve üretim miktarları.
Bir uç halden yola çıkalım. Her iki ülkede hem üretim hem tüketim azalır. Ama ABD’de tüketim üretimden daha hızlı, Çin’de ise daha yavaş azalır. Reel dengesizlik küresel küçülme ile düzelmiştir. İki taraf da kaybetmiştir. Buna ‘Büyük Buhran’ diyebiliriz.
Diğer uç hale geçelim. Her iki ülkede hem üretim hem tüketim artar. Ama ABD’de üretim tüketimden daha hızlı, Çin’de ise daha yavaş artar. Reel dengesizlik küresel büyüme ile düzelmiştir. İki taraf da kazançlıdır. Buna ‘yumuşak iniş’ diyebiliriz.
İki uç hal arasında çok sayıda alternatif olabilir. Biri ilginç: ABD’de tüketim azalır, üretim artar; Çin’de üretim azalır, tüketim artar. Reel dengesizlik küresel durgunlukla düzelmiştir. İki tarafın da kaybı ve kazancı vardır. Buna ‘sert iniş’ diyebiliriz.
Anahtar iktisat politikalarıdır
Fiilen küresel düzeltmenin alacağı şekli iki tarafın uygulayacağı iktisat politikaları belirler. Dikkatinizi çekerim. Denklemin bir tarafı tek başına kaderini kontrol edemez. Kendisinin ne yaptığı kadar ötekinin ne yaptığı önemlidir.
Örnek olarak ‘yumuşak iniş’ sağlayabilecek politika kümesine bakalım. Çin: Gevşek para ve maliye politikası ve Yuan’ın değer kazanması. ABD: Sıkı para ve maliye politikası ve doların değer kaybı.
Ne anlama geliyor? Çin ihracatla büyümekten, ABD iç taleple büyümekten vazgeçiyor. Böylece hem kendileri hem küresel ekonomi kazanıyor.”
İşte böyle… Analizin hem son üç yıla hem yakın geleceğe ışık tuttuğunu düşünüyorum. Galiba küresel konjonktür üzerine yeni bir yazı dizisi zamanı geldi. İlk fırsatta…