AKP İktidarının Gelecek 20 Yılı

YAKLAŞIK dokuz yıldır AKP veya onun önderi Recep Tayyip Erdoğan iktidardadır.

Erdoğan‘ın kabaca 30 yıl iktidarda kalacağını varsayabiliriz. Buna göre, Erdoğan döneminin üçte biri geride kalmış oluyor. Bu döneme iktisadi olarak “kazanç yılları” denebilir. Kenan Evren–Turgut Özal ikilisinin damgasını vurduğu 1980-1990 arası da Türk ekonomisi için böyle nitelendirilmişti. Buna mukabil, her ne kadar Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller gibi başbakanlar görev yaptıysa da esasında, Demirel, Erbakan ve Ecevit‘in damgasını vurduğu 1990-2000 arası “kayıp yıllar” olarak iktisat tarihinde yerini almıştır. Şimdi işimiz, önümüzdeki ilk on yılın “kayıp” mı“kazanç” dönemleri mi olacağını kestirmeye geldi. Bugün bunu deneyeceğim.

AKP’NİN İKTİSADİ KALKINMA POLİTİKASI 
İlk on yılın ekonomik politikasını şöyle özetlenebilir. Ekonomiye bir sıçrama vermek için sermaye birikimine ihtiyaç vardır. Sermaye birikiminin bilinen yolu, üretim yoluyla milli geliri arttırıp, “işten artmaz, dişten artar” diyerek, milli gelirden daha fazla tasarruf etmektir. Ondan sonra da bu tasarrufları, yatırıma dönüştürerek, milli geliri daha hızlı arttıracak yapısal dönüşüm sağlanır. Yapısal dönüşümden iki şeyi kastediyorum. Birincisi ülkenin fiziki alt yapısını geliştirmek yani, iletişim, ulaşım ve enerji yatırımlarını tamamlamaktır. İkincisi, sanayi, tarım ve hizmetler sektörlerinde, çalışan başına daha fazla donanım, yazılım ve eğitim yatırımı yaparak emeğin verimliliğini yükseltmektir. AKP, diğer siyasi partiler gibi, bu yapısal değişimi gerçekleştirmek istiyordu. Ama halka “önce üretim, sonra yatırım” şeklinde özetlenebilecek uzun ve meşakkatli yolu yürütmek istemiyordu. Onların politikası önce finansal kaynak yaratmak, sonra bu kaynakla yapısal dönüşüm için gerekli yatırım harcamalarını yapmaktı. Bunun için yeni bir “kaynak yaratma modeli” gerekiyordu. Nitekim AKP, daha iktidara geldiği ilk günlerde 2-B arsa satışı ile 25 milyar dolar kaynak yaratırım demişti. Ben de “değil 25, 2.5 milyar dolar toplansın, Taksim Meydanı’nda horoz gibi öterim” diye kendimce iddiaya girmiştim. Tek Allahın doları yaratılamadı. Ben de horoz gibi ötmedim.

PARA İÇERİ, EKONOMİ YUKARI
AKP’nin iktisadi kalkınma için kaynak yaratma modelinin ilkeleri şöyle sıralanabilir:
1. Dış borçtan korkma, ama borçlanmayı kamu değil özel sektöre yaptır.
2. Özel sektörün yabancı para ile alt ve üst yapı yatırımları yapmasını sağla.
3. İmtiyaz yarat, gelecek yıllara ait kamu gelirlerini peşin fiyatına kırdır.
4. Başta arazi ve arsalar olmak üzere kamu varlıklarını sat. Nakit sermaye yarat.
5. Faizi yükselt, gelen sıcak para ile “cari açığı”, dolaylı vergileriyle “bütçe açığını” kapat.
6. Böylece, bütçe açığının ve kamu borcunun milli gelire oranını düşür. Döviz rezervlerini arttırarak, sıcak para akışının aksamaması için güvenilir bir ortam yarat.

İKİNCİ ON YIL
Küresel finansal iklim sayesinde ilk on yıl bu şekilde geçti. Ancak ortaya büyük bir cari açık sorunu çıktı. Bu da izlenen yolun ödünüydü. Günü gelince onun da çaresi düşünülecekti. Şimdi o gün “küresel kriz” ile birlikte geldi. Erdoğan’ın ikinci on yılında, ekonomi politikası, birinci on yılı gibi olmayacaktır. Bu dönem, “kayıp yıllar” olmasa bile “yavaş yıllar” olabilir.
Son Söz: Siyasi duruş, iktisadi başarıdan önemlidir; kısa vadede.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir