Laiklik, birçok şekilde tanımlanabilir.
En yalın tarifi “lâ-dinî” olmaktır. Yani İslam’ı veya herhangi bir dini, doğayı anlama ve bilhassa toplumsal hayatı düzenlemede tek ve değişmez kılavuz kabul etmemektir. Çünkü laikler için “hayatta en hakiki mürşit ilimdir”. Hal böyle olmakla birlikte, bu ülkede yaşayan laikler, bardaktan boşanırcasına üzerlerine yağan “İslam” karşısında kendilerini savunabilmek için İslamiyet’i yakinen anlamak istiyorlar. Bunun için bilgi topluyorlar. Bir de bakıyorlar ki; İslam’ın içinde birbiriyle çelişkili pek çok hüküm ve uygulama var. Bunlardan, laikliğe uyanlara “Doğru İslam”, uymayanlara da “Yanlış İslam” diyorlar. Bu ayrımı yaparken de Yaşar Nuri gibi İslam bilginlerinin eserlerini referans alıyorlar. Ancak bununla da yetinmeyip, laikliklerine bakmadan, Müslümanlara “Doğru İslam”ı göstermeye kalkıyorlar. Bu amaçla yazdıkları yazılarda “Müslümanlar, ancak İslami kaynaklara itibar eder” düşüncesiyle ayet veya hadis zikrediyor Hz. Muhammed’in yaşamından örnekler veriyorlar.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Sözcü Gazetesi)