Karşımdaki masada oturan genç ve alımlı doktor bayan bir yanda dudaklarını kemiriyor, öte yanda da endişeli gözlerle önündeki tahlil sonuçlarına göz atıyor.
Elindeki kalem masanın üstünde ağır bir kadensle tempo turuyor, adeta cenaze marşı. Gerilime dayanamıyorum sonunda, yalvarıyorum: “Doktor Hanım, ben koca adam oldum artık, lütfen gerçeği söyleyin. Ebola mıyım, domuz gribi mi?”. Çünkü iki haftadır öksürükten barsaklarım ağzımdan, ciğerlerim de makadımdan fırlıyor.
Doktor kaygılı gözleriyle beni süzüyor: “Keşke, Atilla Bey” diyor. “Ama o basit hastalıklar sizi kesmez….Çok daha vahşi, adeta balta girmemiş ormanlardan gelen, daha önce medeniyetle hiç karşılaşmamış bir virüsle tanıştık sizde….”
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Paraanaliz.Com)