Başbakan Davutoğlu ‘Krize yatırım yapan kaybedecek’ demiş. Bu ifadeler gerçekten hayaller diyarında yaşandığını ya da kendi rüyana inanmak sonucunun ortaya çıktığını gösteriyor. Oysa kimse krize yatırım yapmaz ve hiç kimse karabasan görmek istemez.
Ama siz yıllarca yaptığınız hatalarla yüzleşmek yerine, halen halının altına süpürmeye çalışırsanız, bu yaşayacaklarınızın da önüne geçemez. Bu ülkede iktidara sahip olanlar, halen hatalarını kabullenmekte zorluk çekiyorlar. Oysa bugün yaşadığımız ‘başarılı ekonomi palavrası’nın kaçınılmaz bir sonucudur.
Merkez Bankası faizleri sabit tuttu. Yani değiştirmedi; finans piyasaları kendince nefes aldığını söyledi. Fakat gözüken o ki dolarda çok büyük bir gerileme yok. Beklentiye uygun davranış dahi, dolar / TL’yi 2,61 civarında dolaşmaktan kurtaramadı. Demek ki sorun daha büyük.
Ama hikâyeyi yazmak kolay… Hemen bunun gerekçesini FED’in 18 Mart çarşamba günkü açıklamasının beklendiğine bağlamak mümkün. Esasen bu bile ekonomimizin ne kadar acınacak hale düştüğünün ve savunmasız olduğunun göstergesi…
FED ne karar verecek göreceğiz. Fitch ise yabancılar buradan parayı kurtarmadan not ile ilgili bir hamle yapmayacak, eleştirip, bir yandan da coşku vermeye devam edecektir. Fakat bunların hiçbiri sorunu gerçekten ortadan kaldırmıyor. Merkez Bankası enflasyonu esas alıp, dün ‘açıklanan gerçek enflasyonu yansıtmıyor’ dediğimizi unutmamızı istiyor. Bakanlar kur riskinin önemli olmadığına inanmamızı sağlamaya çalışıyorlar.
Ama tüm bunlar, Davutoğlu’nun krize yatırım yapılmamasını tavsiye ettiği ülkede, herkesin iliklerine kadar kriz yaşadığı gerçeğini değiştirmiyor. Siz 12 yıl boyunca kumar ekonomisine yatırıp yapıp, ülkenizi savunmasızca dünyadaki sıcak paraya mahkûm edip, üreticiyi yok edecek ya da güçsüz bırakacak politikalar uyguladıysanız suçlu aramayın, aynaya bakın.
Bugün konuşulanlar hep günü kurtarmak üzerine kurulu politikaların devam ettiğini kanıtlıyor. Oysa gerçek şu ki, FED öyle ya da böyle bu faizleri arttıracak; arttırma ihtimali bile paranın gelmesine engel olacak; içeridekiler kurtulmak için ellerinden geleni yapacak, faiz bu kur, pozisyon açığı ve enflasyon etkisiyle yine yukarı çıkacak.
Halen bu tablo içerisinden çözüm arıyorsanız; çok beklersiniz. Çünkü 431 milyar dolar pozisyon açığı ve en az 220 milyar dolar nakit para bulma ihtiyacı ve kullanılabilir 38 milyar dolar rezervinizle tüm bu fatura ile mücadele etme şansı yok.
Türkiye gerçeğiyle yüzleşecek. Üretimden vazgeçmenin, kumar ekonomisini vatandaşa ekonomi diye yutturup, gırtlağına kadar borçlandırmanın maliyetini ödeyecek. İşte o gün, çözüm konuşmaya başlayacağız. Çünkü bugün konuşanların hepsi günü birlik gelişmelerin değerlendirmesi…
Türkiye’nin makas değiştirmesi gerekiyor ve bazılarının paradigma diye bahsettiği değerler dizisi değişimini namusluca ve kalıcı çözümlerle hayata geçirmesi zorunluluğu ortada duruyor. Bu iktidar değişen söylemiyle bunu yapabilir mi? Albert Einstein bunun yanıtını veriyor: “Sorunlar, onları yaratanların mantığıyla çözülemez.”