Üretmeyen dış satımı olmayan, yabancı ve yalancı parayla, paranın değerini yüksek tutup sevinen ve  övünen, sahte ekonomik pehlivanlığın geldiği nokta budur!
Üretenleri, tarımda ve sanayide, katma değer ve istihdam yaratan tüm işletmeleri ya köreltip ithalata yönlendirdik ya da elin adamına sattık.
Güya yatırım yapıp bizim çocuklarımıza, iş olanakları sağlayacaklardı?
Bize sunulan pembe yalanlar bunlardı!
Nerede? Hiç biri olmadığı gibi tam tersi, olan istihdamı da düşürdüler, yatırım bir yana aldıkları işletmelerin gayri mülklerini de satıp köşe oldular…
Dünyanın neresinde görülmüş?
Milli içkisini bile yabancılar üretiyor…
Kendi iç denizinde ki deniz ulaşımını bile yabancı yapıyor.
Limanları yabancılar işletiyor.
En önemlisi iletişimin bilcümlesi yabancı!
Biz ise ne yaptık?
Duble yol…
Kaldırım…
Mabet ve rezidans…
Üst geçit..
Alt geçit…
Hal böyle olunca da TL’nin altından girip ekonominin üstünden geçmiş olduk.
Durum budur ve emniyet kemeri takılı olanlar(!) kurtarsa da diğerleri tam baştan karadır!
Batan gemiyi ilk önce yabancı fareler terk edermiş…
Bu yetmezmiş gibi birde kaptan köşkünde kavga çıktı iyi mi?
Dümeni sancaktan faize kır
Olmaz
Ben iskeleden dolara kırarım
Krediler ileri
Olmaz
Tam yol tornistan
Her halde bu sefer öğrenmişizdir lafla ekonomi gemisinin yürümediğini.
İktisat ilmiyle anlayacağınız..
Deniz bitti!
Bundan sonra hiçbir manevra ekonomi gemisini kurtarmaz.
Can yeleğini alan ya da filikaya binenler çok şanslı(!) ama hala kamarada müzik dinleyenler hele, hele yüzme bilmeyenlerin ise vay haline?
İşin en kötü tarafı ne biliyor musunuz?
Gemide harita ve telsiz yok!