Hüseyin Dayının Hazinesi…

Her zaman köy kahvesine gelen Hüseyin dayı, son bir haftadır kahveye uÄŸramıyordu. Genel olarak iÅŸi vardı diye düşünenler vardı ama, bazıları da Hüseyin dayı’nın hiçbir zaman böyle tek başına kaybolup gitmediÄŸini ve bir iÅŸler çevirdiÄŸini söylüyordu. Hatta Hüseyin Dayı’nın define aradığı söylentileri vardı.  Kahvenin önünde oturup sohbet eden gençlerden birinin dikkatini çekti. Hüseyin Dayı’nın 13 yaşındaki oÄŸlu koÅŸarak kahvenin önünden geçiyor ve sevinç çığlıkları atıyordu. Gençler seslendiler

– Ne oldu leeen. Nereye böyle koÅŸup gidiyon…
– Ne olacak? Bubam Sarıkaya’nın oradaki maÄŸarada hazine buldu! Biz zengin olduk, Ä°stanbul’a göçüyok.

Haber kahveye bomba gibi düşmüştü. Köyün arazisinde bulunan hazine herhalde sadece Hüseyin Dayı’nın olamazdı. Hazine köylünün malıydı. Kahvede ne kadar genç ihtiyar varsa Murat’ın arkasından koÅŸmaya baÅŸlamışlardı. Bu arada çeÅŸme başındaki kadınlar da haberi iÅŸitmiÅŸler ve koÅŸarak evdeki kocalarına haber vermiÅŸlerdi. Hatta bu arada o köye baÅŸka bir köyden gelin gelmiÅŸ olan AyÅŸe de kendi köyüne telefon edip babasına ve erkek kardeÅŸine haber vermiÅŸti.

Bilin bakalım ondan sonra ne oldu? Acaba sürü halinde hazineye koÅŸan köylüler, bunu duyan diÄŸer köylüler nasıl bir davranış sergileyecektir? YaÅŸlı ve kimsesiz olması nedeniyle hazineden kendine pay düşmeyeceÄŸini anlayan ihtiyar MemiÅŸ dede de “bu devletin malıdır” diyerek Jandarmaya haber verdiyse sonuç ne olacaktı?

Güzel bir hikaye deÄŸil mi? Åžimdi herkes bu hayal gücünü kullanıp hikayenin sonunu getirsin. Acaba hazineyi bulan Hüseyin  Dayı’nin gerçekten zengin olma ÅŸansı var mıdır?

Ben kendi senaryomu anlatayım. Bütün köylüler hedefe ulaÅŸtıklarında Hüseyin Dayı’nın bir küp altını gömülü olduÄŸu yerden çıkarmaya çalıştığını gördüler. “Yardım edelim Hüseyin aÄŸam” dediler. Hüseyin Dayı tüfeÄŸini onlara doÄŸrulttu ve “hareket edeni vururum” dedi. Herkes olduÄŸu yerde donakalmıştı. Gençlerden biri “Hüseyin aÄŸam bırak o silahı, bundan sonraki hayatını zindan etme bu altınlar sana da yeter bize de yeter”.

Bir genç arkadan ensesine indirdiÄŸi darbe ile Hüseyin Dayı’yı yere yıktı. Ä°nanılmaz bir küçük meydan savaşı baÅŸlamıştı. Cebine altın doldurup kaçmaya çalışanı bir diÄŸeri yere yıkıyor, başına taÅŸla vurup  cebindeki altını alıyor ve kaçmaya çalışırken bu sefer bir baÅŸkasının kendisine aynı mukavemetine maruz kalıyordu. Jandarma oraya yetiÅŸtiÄŸinde, ölenler, yaralılar baygın yatanlar ve inleyenler vardı. Bu arada kendisine birÅŸey olmadan birkaç altını aşırmış olup kaçmaya çalışanlar da Jandarma’nın dur ihtarına uymak zorunda kaldılar. Bu arada Hüseyin dayı hayatını kaybetmiÅŸti. Hikayenin sonunda birkaç altın yürütenler oldu ve kimin aldığı belli deÄŸildi, ama bu operasyonun köye ve köylülere maliyeti çok yüksek olmuÅŸtu. Jandarma bütün altınlara el koydu. Gökten üç elma düştü…

Kıssadan hisse: eğer bir haber herkese ulaşmışsa o haberi kullanarak para kazanma olasılığınız yok denecek kadar azdır. Borsaya gelen iyi veya kötü bir haber, bu tür sürü etkisi yaratıyorsa uzak durunuz. Sürüye katılırsanız kaybetmeniz kaçınılmazdır.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir