Çetin Ünsalan – Türkiye öğretmen olursa…

Türkiye G20 dönem başkanlığını devraldı. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da bombayı patlattı. “Türkiye tecrübelerini diğer ülkelerle paylaşacak.” Özellikle 2009 yılından bu yana istihdamda o kadar büyük başarılar elde etmişiz ki, öğreteceklerimiz varmış.

 

Babacan hızını alamıyor. İngilizce terimlerinden yola çıkarak ‘kapsayıcılık, uygulama ve yatırımlar’ başlıklarını temel alıp, faaliyet göstereceklerini de söyledi. Ne bunlar diye bakıyorsunuz?

 

Kapsayıcılık başlığı altında KOBİ’ler ve az gelişmiş, gelişmekte olan ve geliri düşük ülkeler yer alıyor. Hadi istihdam masalına rakamlarla oynayarak milleti inandırdınız diyelim de, yıllardır kemikleri kırılan küçük ve orta boy işletmeleri nasıl açıklayacaksınız?

 

G7’nin yatacak yeri, diğerlerinin de bizim aklımıza ihtiyacı yok, ama bir an olsun oturup düşünelim. Babacan’ın söylediği gibi Türkiye tecrübelerini aktarırsa, yani öğretmenlik yaparsa ne öğretebilir?

 

Bir ülkenin çalışanlarının nasıl sözleşmeli hale getirileceğini, kölelik koşulları altında iş güvencesinden, sosyal haklardan ve iş güvenliğinden yoksun çalıştırılacağını, işsizi işsiz kabul etmemenin metotlarını mı öğreteceğiz?

 

Üretim ekonomisini reddedip, kumar ekonomisini hakim kılarak, tüketimden vergi toplamanın, insanları, şirketleri, kamuyu gırtlağına kadar borçlandırmanın yollarını mı göstereceğiz?

 

Elde ne var ne yok satmanın, özelleştirme adı altında mirasyedilik yapmanın faydalarını mı ortaya koyacağız? İmtiyazlar dağıtmanın, kendi vatandaşına ikinci sınıf insan muamelesi yapmanın rotasını mı çizeceğiz?

 

15 liralık mal satmak için, 25 liralık mal almanın sırrını mı anlatacağız? Bir ülkenin sınırlarının nasıl delik deşik edildiğini, sadece fiilen değil, iktisaden nasıl işgaline izin verildiğinin cevabını mı vereceğiz?

 

Ülkede dolaylı vergilerle insanları soymanın, sonra da dünya piyasalarındaki fiyatlara atıfta bulunmanın, nasıl yalan kabul edilmeden sunulduğunu mu söyleyeceğiz? Vekil sıfatındaki bir şahsa, 2015 yılı bütçe açığının yüzde 5’ine denk gelecek şekilde uçak alıp, saray yaptırdığımızı mı anlatacağız?

 

Hak arayanları sokak ortasında gazlamanın, sopalamanın yollarını mı öğreteceğiz? Yoksa her şey bir kenara başarılı ekonomi palavrası atmanın metotlarından mı bahsedeceğiz? Merak ediyorum Türkiye hangi tecrübesini aktaracak?

 

Ne diyor Tolstoy? “Öyle horozlar vardır ki; öttükleri için, güneşin doğduğunu sanırlar.”

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir