1990’lı yılları hemen herkes hatırlar. Ekonomik sistem Hazine’nin borçlarını geri ödemesi ve yeniden borçlanması üzerine kurulmuştu. Her şey buna göre dizayn ediliyordu.
Çünkü iç borçta uçurumun kenarında dans ediyorduk. Haftada bir düzenlenen her Hazine tahvil satış ihalesi büyük stres yaratıyordu. Ya yeteri kadar borçlanılamazsa korkusu herkeste vardı. Kamu finansmanından sorumlu Hazine Müsteşar Yardımcıları sık sık devreye girip, bankaların genel müdürlerine, hatta patronlarına ihaleye girip kâğıt almasını tavsiye ederdi. Risk de büyüktü, reel faiz de çok yüksekti. Türkiye Hazinesi bazı yıllarda dünyanın en yüksek faizini ödedi. Sonunda da duvara tosladık. Önlemleri aldık.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Habertürk Gazetesi)