Dikkatinizden kaçmamıştır, eminim (amma kendimi kandırıyorum ha), son haftalarda sosyal medyaya katkılarım gözle görülür ölçüde azaldı.
Hayat felsefem “hızlı yaşa, çabuk öl, cenazen yakışıklı olsun” şeklinde özetlenebilir. Papa John Paul gibi değil, Barış Manço gibi hayata veda etmek isterim. İyi de galiba alemi biraz fazla kaçırdık, bütün hareketli aksam dökülüyor. Chron hastalığı var, uyku apnesi var, yüksek tansiyon ve kolesterol vardı, şimdi de kronik migren başladı ve 3.5 aydır aralıksız 7/24 başımın sağ tarafı çekiçle dövülmüş gibi ağrıyor. Öteki tarafın keyfi yerinde, artık ağzımın sol tarafı ile votka içiyorum. Doktorlar migren için anti-epilepsi ilaçları veriyor. “Abiler, yapmayın, etmeyin” diyorum “ben zaten doğuştan anti-epileptiğim”. Dinletemedim. İlacı verdiler, bir saat sonra kulağımdam içeri yayın balığı kaçmış gibi oldu. Beynimin sağ tarafında şimşekler çakıyor, gökgürültüleri patlıyor, fırtınalar var, sağ ayağım tek başına vals yapıyor. Sol taraf Rita Ora dinliyor, whisky yudumluyor, güneşin batışını seyredip “dım-dım da dum dum” diye tempo tutuyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Paraanaliz.Com)