Çıraktılar üretim ekonomisi diye yola çıktılar. 81 ilden oda ve borsa başkanlarını topladılar. KOBİ’leri destekleyeceklerini, üretim ekonomisine geçeceklerini anlattılar. Bir yıl içerisinde sanayi envanteri yapılacaktı. Türkiye üretecekti.
6 ay sonra IMF politikalarına teslim oldular. Tüketim ve sıcak para odaklı bir ekonomi modeli daha kolaylarına geldi. Kalfa oldular, sıcak parayı güven unsuru zannettiler. İnsanları tükettirmeye, tüketilecek malları ithal etmeye başladılar. Ülkede üreten ürettiğine pişman olur hale geldi.
Usta oldular; dünyada konjonktür değişti, para muslukları kesilmeye başladı. Bir baktılar ki 12 yıl boşa geçmiş. Gelen para üretime, teknolojiye gitmek yerine, kendi politikalarıyla borçlanmaya yaramış.
12 yılın sonunda üretim diye çıktıkları yolu, borç batağı, varlık satışı ve tüketim diye tamamladılar. Başkasının parasını getirip, faizle vatandaşa verip, krediler üzerinden yine başkalarının mallarını satın alan bir ekonomi yarattılar.
Sonra faiz lobisini icat ettiler; herkesi provokatör bellediler; komşuları düşman ettiler. Şimdi gelinen noktada hangi yöne gitseler; batık… Ülkede 77 milyonu çırak çıkarttılar. Kurgulanmış kahramanlık gösterilerinin dahi planlı olduğu, bizzat kurucuları tarafından dile getirilmeye başlandı.
Türkiye’yi yalnızlaştırdılar. Usta olayım derken çıraklık mertebesinden kapının önüne konacakları günü bekliyorlar. Adres mi? Kim usta yaptıysa, onun tarafından…
Ama son bir adım kalmıştı… Tüm bu sıkıntılardan sıyrılmak ve ‘beceremediler’in adresini bularak yukarılara kaçmak gerekiyordu. Bunun için de başladılar vaatler dağıtmaya… Borç içine düşmüş vatandaşa bilmem kaçıncı kez af vaat ettiler.
Terör yanlılarına açılım sözü verdiler. Topladılar oyları ve Meclis’i tatil ettiler. Yani seçmeni son kez çırak ettiler. İSMEK’lerde 3 ay kurs verdikleri kişiyi, tesisatçı usta diye piyasaya salanların, kendilerine atfettikleri usta sıfatının bir anlamı var mı; tartışılır.
Ama şimdi işin en acı yanı ne biliyor musunuz? Çırak bile olamayanların usta diye geçindiği memleketin geldiği nokta ortada, geleceği herkesin malûmu… Fakat bu kadar büyük bir başarısızlık varken, diğer partileri nasıl etkilediler; onu bilemiyorum.
Şimdi herkes kendisini usta zanneden bir adamın peşinden, onun yolunu izleyerek sertifika alma uğraşısına girişti. Bu kadar ustayım diye geçinen adamın olduğu memlekette, gerçek bir devlet adamı bulamıyoruz. Tıpkı İSMEK’ten sertifika verip tesisatçı yaptıkları yüzünden, üç dört nesil tesisatçılık yapanların piyasadan çekilmesi gibi.
Netice ne peki? Memleket su kaçırıyor…