Israrla ve tekrar tekrar size Soma diyeceğim… Çünkü Soma, sadece orada yaşanan bir olay değil. Türkiye’nin bir ayıbını, hatta cinayete nasıl ortak olduğunu kanıtlayan en önemli belgedir.
Bakıyorum da o günlerde Soma’yı unutmayacağını söyleyenlerin gündeminden çoktan çıkmış. Ne devlet yetkilileri ilgileniyor Soma ile, ne de sosyal medyada yas ilan eden vatandaş… Medya’nın geneli zaten kaymağı yiyip, yoğurdun suyunu döktü bile…
Oysa biz ölüyoruz. Her gün, her an yeni bir adına kaza denilen iş cinayeti yaşanıyor bu ülkede… Soma’da kurtarma çalışmaları sürürken, Zonguldak’ta göçen kaçak madeni görmeyenler, popülaritesi bitince Soma’yı da unuttu.
Oysa o tarihten temmuz başına kadar neredeyse Soma’daki insan kaybına eş değer ölümler yaşandı. Ama yok… Tek kişinin ölümü bu ülkede reyting yapmıyor. Bir kişinin hakkını aramayanlar ise 301 kişinin hak savaşını kolayca unutuyor.
Geçenlerde yine Zonguldak’ta bir maden göçüğü yaşandı. Neyse ki 15 işçi sağ salim kurtarıldı. Ve göreceksiniz bu konu da kapanacak. Kimse ot bitmez yerlerde bile, kaçak madenlerin bitmesinin üzerine gitmiyor.
Kimse gerçekten bu ülkede iş sağlığı ve güvenliği ile ilgilenmiyor. Adına kaza denilen cinayetlerin de ardı arkası kesilmiyor. Nitekim son olay Dicle Üniversitesi’nde yaşandı. Merkez inşaatı çöktü, 4 kişi yaralandı.
Dosyaları büyük bir itinayla kapatanların, uygulamadıkları kanunla görevlerini yapmış saymaları bu ülkede olağan bir durum haline geldi. Oysa bakın İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin son raporuna…
Temmuz ayında en az 123 kişinin hayatını kaybettiğini tarihe not ediyor. Buradaki sadece en az ifadesi bile, durumun ne kadar kontrolsüz, kayıt dışı ve umursamaz halde yönetildiğini belgeliyor.
Türkiye ise büyük bir samimiyetsizlik içinde cenaze törenlerini izliyor. Peki nerede istifası istenen bakanlar? Nerede sosyal paylaşım sitelerinde yeri göğü inletenler? Nerede ‘hesabı sorulacak’ diyen siyasi partiler?
Nerede ‘bir kişiyi asıp, sorunu yok sayan’ medya ordusu? Nerede Soma’dan canlı yayın yapan kanallar… Oysa işçiler bağırıyor duyulmasa da sesleri: “Ölüyoruz kardeşler ölüyoruz… Göçük altında değil, sümen altında eziliyoruz.”