Ülke yönetiminde kontrol iyice elden kaçtı. Bir tarafta akıl almaz dengesizlikler, öte tarafta ‘yersen’ cinsinden kararlar, diğer pencerede kitabına uydurulan cezalar bir bataklığın ortasına doğru sürükleniyoruz.
Teröristi besleyen, sonra da sonuçlarına şaşıran bir iktidarın destekleyenleri dut yemiş bülbüle dönerken, işi savunmak için Başbakan’ın yapacağı açıklamayı bekliyor. O kadar fikirsiz doldu ki ortalığa, kendi başına analiz dahi edemiyor.
Ne yazık ki Türkiye adım adım belirsizliğe koşan Ortadoğu’nun yanı başında tarafsızlığını kaybetmiş, tehlikeli sularda yüzüyor. Ne diyordu mealen Atatürk? ‘Eğer Türkiye Ortadoğu’da bir maceraya girmezse, 21. yüzyılın süper gücü olabilir.”
Biz bırakın maceraya girmeyi, kulağına fısıldanan ütopyalarını kitaba döküp, sonra da uygulama için eline yetki verilen bir Bakan’ın ve onu destekleyen bir iktidarın oyuncağı olduk. Bu işin trajik kısmı…
Komik kısmı ise, Türkiye’nin büyümesinde gizli… Hatırlayacağınız üzere, ülke
ilk çeyrekte yüzde 4,3 büyüdü. En azından böyle söylendi. Peki bu büyümenin yarısına yakın bir oranı tüketimden kaynaklanmış olabilir mi?
Otomotiv pazarı küçülüyor. Konut alarm veriyor. Meyve sebzede zam furyası ve rekolte alarmı kapıda bekliyor. Taksitli alışveriş oranları önemli bir düşüş gösteriyor; tahsilât ‘yandım’ sinyali yakıyor. Yani önemli ölçüde piyasa daralıyor, ama bize tüketimle büyüdüğümüz söyleniyor.
Daha ilginç olanı, dolar bazındaki büyüme. TÜİK geleneksel olarak ‘pardon’ diyor. Ama dediği konunun detayına kimse bakmıyor. TÜİK’e göre dolar bazında önce yüzde 9,9 büyüme açıklanıyor.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra açıklamasını yüzde 7,2 daralma olarak değiştiriyor. Fakat bu sapma Türkiye’nin büyüme oranını tartışmalı hale getirmiyor. Bu komediden başka nedir?
Gelelim trajikomik boyuta… Uğur Kurt isimli vatandaşımızı hatırlayacaksınız. Bir cenaze sırasında, vurularak hayatını kaybetti. İşte bu trajik boyut… Bunun üzerine yurdun dört bir yanında olduğu gibi Eskişehir’de de protesto eylemi düzenlendi.
530 kişi mobese kayıtlarından belirlendi ve haklarında işlem yapıldı. Niye biliyor musunuz? Trafiği kapatma suçundan… Anayasal hakkı olan protesto gösterilerine ve öldürülen vatandaşımıza bir açıklama gösteremeyen yönetenlerimiz, insanlara 356’şar lira para cezası kesti. Yetmedi Musul da AKP’li Metiner’e göre gezicilerin işi oldu.
Bir tarafta sahte üye kaydeden partilisini kurtarmak için yasal düzenleme yapan, öte tarafta protesto hakkını demokratik ölçülerde kullanan herkesi hain ilan eden, ama eli silahlı teröriste dokunamayan, ekonomiden dış politikaya her konuda yalan söyleyen bir iktidar fotoğrafı. Bundan daha trajikomik bir durum olabilir mi? İnanın bu kadarını vodvilin ustası Moliere bile yazamazdı.