İstanbul’un üçüncü havalimanı olarak nitelendirilen yer için, yeni ve ürkütücü haberler çıkmaya başladı. Öncelikle üçüncü olmadığını hatırlatalım. Çünkü birincisini ortadan kaldırıp, lego binalardan dikmeyi planlıyorlar.
Yani ‘kapasite yetmiyor; o nedenle üçüncüsünü açıyoruz’ söylemi tam bir palavra… İkinci olarak bölgenin uçuşa olanak tanımayan hava yapısını tüm uzmanlar belirtiyor, ama her şeyi bilen (!) adamın bilimle işi yok.
Üçüncüsü 9 bin hektara kuracağı havalimanı için imar düzenlemesini 45 bin hektar olarak yapması nasıl bir rant peşinde olduğunun da göstergesi… Küçükçekmece sahiline kadar uzanan bir alanda yapılacak oluşumla, İstanbul’a 13 milyon’u aşkın yeni nüfus öngörüyorlar.
Peki hangi koşullarda? Havalimanı yapmak için ciğerlerini söktükleri, su havzalarını yok ettikleri, yani havasız ve susuz bir İstanbul’da… Ağaçları kestiler; kesmeye devam ediyorlar. Savunma olarak da ağaçların sökülüp başka bir yere nakledileceği vurgulanıyor.
İşlerine gelmediği için dinlemedikleri bilim bu konuda da uyarıyor. Bir ağacın bir yerden başka bir yere gitmesi için, iki toprak arasında yaklaşık 1,5 senelik uyum süreci gerekiyor. Bu şartlar altında bile ağacın yaşayacağı garanti değil.
Zaten tayfanın böyle şeylerle de ilgisi yok. Vatandaşı ‘söküp, başka yere dikeceğiz’ diye kandırıyorlar. Oysa uzmanların belirttiği, gerekli çalışma yapılmadan söküp dikmekle, keserek yok etmek arasında hiçbir fark yok.
Gelelim dördüncü meseleye… Hukuk ÇED raporuna ilişkin durdurma kararı aldı; umurlarında olmadı. Alışageldikleri üzere arkadan dolanarak, başka bir kürsüden durdurmayı kaldırma kararını aldırıverdiler.
Ve beşince mesele… Bu projeleri yapacak para yok. Anlaşılan o ki yurtdışından da kaynak bulamadılar ve geçtiğimiz günlerde gelecek kaynağa Hazine garantisi vererek, bulabilirlerse borcu çocuklarımıza havale edecekler.
Her ne kadar ‘ilgisi yok’ deseler de, göreceksiniz ki baştan sona ilgili çıkacak. Zira fesih halinde bedelsiz devralınıyor ve ilgili kuruluş yatırıma devam ediyor. Yani Ali Veli, Veli Ali… Aslında bu da bir başka mantık. Parayı buluyorsun, tüm riskini üstleniyorsun ama kârı özel sektöre bırakıyorsun.
Peki şimdi para mı buldunuz ki temel atmaya hazırlanıyorsunuz? Bulunamadığını biliyoruz… Ama çıkan haberlere göre 19 Mayıs’ta ya da İstanbul’un fethine denk düşen 29 Mayıs’ta temel atacaklar. Ortada bir fetih olduğu kesin… Rantın, açgözlülüğün doğayı, insanlığı, yaşam hakkını fethederek yok ettiği bir eylem…
Freni patlamış, rant peşine düşmüş, bunu da ülkeye hizmet olarak anlatan bir kafa… O kafa yapar mı bilmem ama bu gidişle 76 milyon kafayı çok taşlara vuracağız. Vuracağız da iş işten geçmiş olacak.