Hayatlarımızla ilgili ne çok verinin, ne kadar sınırsız biçimde güvenlik örgütleri tarafından kullanıldığını Edward Snowden meselesi ile fark ettik.
Geçenlerde galiba Avustralya gazetelerinden birinde gördüm. Orası bir garip yer, dünyayla alakaları yok. Gazeteleri aynı bizim gazeteler gibi, ilk sayfada esasen dünya haberi bulabilmek mümkün değil. Ama bakın böyle haberler var. Avustralya’da artık hangi kıyıda, hangi köpekbalığı var, twitter’dan izleyebilmek mümkünmüş. Bir nevi köpekbalıkları bile öyle çıt çıt twit atıyormuş. Merak ettim haliyle. Batı Avustralya kıyılarında dolaşan 320 köpekbalığına sinyal cihazı takmışlar. Köpekbalığının nerede olduğuna dair veriler bir merkezde toplanıyormuş. Sonra o merkezden bir twitter hesabı vasıtasıyla uyarı mesajı gönderiliyormuş. “Filanca plaj yakınlarında şu türden bir köpekbalığı dolaşıyor. Şu anda tam bu mevkide” diye. İnsanları geçtik şimdi köpekbalıklarını da takibe alma yolunda ilerliyoruz. Derlenen verilerin ayrıntıları dikkatinizi çekip, başınızı döndürmüyor mu? Bu kadar verinin bir yerlerde toplanıyor olmasından rahatsız olmuyor musunuz? Bunlara kimlerin erişimi var diye merak etmiyor musunuz? Olsanız bence iyi olur. İşte bu ortamda konuyla ilgili kişisel veri güvenliği yasası hala çıkmadı. Bırakın tasarının kanunlaşmasını daha konuyu ayrıntılı bir biçimde tartışmadık bile. Bugün kişisel veri güvenliği yasa tasarısı TBMM’de beklemeye devam ederken, nasıl bir dönemin içindeyiz bir kez daha dikkatinizi çekeyim dedim.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Radikal Gazetesi)