Sağlıkta dahice çözümler üreten iktidar, para suyunu çekince önlem almaya başladı. Önleyici hekimliği ortadan kaldırarak, ‘hasta ol tedavi kolay’ politikası yürütenler, şimdi açtıkları deliği nasıl kapatacaklarının derdine düştü.
Önce özel hastanelere muazzam bir kaynak aktarımı yaşandı. Bunun sırrı kim ne derse desin, kamu hastanelerini atıl hale getirip, önleyici hekimliği ortadan kaldırıp, hasta olan insanlara otelcilik hizmeti satan özel hastanelere kaynak aktarmaktan geçti.
Nitekim kısa süre içinde misli misli artan özel hastanelere yapılan ödemeler, bugün sağlık sektörünü de, sosyal güvenlik sistemini de içinden çıkılmaz bir duruma getirdi. Önce katkı payı çıkarttılar; ardından dilim dilim bunu arttırmaya başladılar.
Bugün son gelen ayarlamayla birlikte, hastaların özel hastanelere ödediği katkı payı yüzde 90’lar seviyesine çıkmış durumda… Yani ‘yıllarca biz ödedik, paramız kalmadı, şimdi siz ödeyin’ diyorlar. Oysa bilmiyorlar ki, yıllarca ödedikleri para da bize aitti.
Şimdi de biyometrik kimlik doğrulama sistemi çıkardılar. 1 Aralık itibariyle kimliğini doğrulatmayan özel hastaneden hizmet alamayacak. Gerekçe de bu sistem sayesinde kurumun özel hastane ödemelerinde büyük ölçüde tasarrufa geçeceği…
Birincisi müşteri olarak gördüğünüz hastalardan başlayalım. Eğer ben müşteri isem sen ne hakla benim kimliğimi sorguluyorsun? Denilecektir ki ‘kamu para ödüyor.” Bir: Bu insanlar müşteri değil; hasta. İki: Tedavi edenler deresepsiyon görevlisi değil; sağlık personeli. Hasta katkı payının yüzde 90’lara çıktığı bir ortamda devlet neyin parasını ödüyor?
Kamu parasının peşine düşecekse, geriye dönük olarak hastanelerden dolaylı mecburiyetle, özel hastanelere yapılan sevkleri, tarihsiz faturaların nasıl şişirildiğini incelesin. Sağlık Bakanı bu sektörden geliyor. Eminim ki, dönen dolapların o da farkındadır.
Niye fatura vatandaşa çıkıyor? Ben sağlık hizmeti almaya gideceğim; ortaya çıkan faturanın yüzde 90’ını ödeyeceğim ve o özel hastane beni kapıda bırakacak öyle mi? Bunun ihtimali yüzde sıfır…
Zaten insanlar bu payları ödeyemediği için kemikleri kırılan kamu hastanelerine geri döndü ve uzun kuyruklar yine başladı. Çünkü sistem baştan hatalıydı. Özel sektöre, o da bazılarına kaynak aktarmaktan başka bir işe yaramayan politikalar, hastaları da, kamuyu da zarar eder noktaya getirdi. Ne olacak şimdi? Kim ödeyecek bunun faturasını?
Bakanlık önlem için insanların avuç içlerinden biyometrik kimlik doğrulaması yapacakmış. Niye? Hatalı ödemeler olmasın diye… Bakanlık vatandaşı sorgulayacağına önce kendi atadığı memurların marifetlerine baksın. Binlerce emeklinin maaşını yanlışlıkla kesen vatandaş değil, SGK… Nasıl olmuş? Sehven… Zaten memlekette ne oluyorsa, yanlışlıkla oluyor.