İddia edildiği gibi kıdem tazminatı sistemi, çalışanın işyerine bağlılığını sağlayan bir mekanizma değil. İşveren gerçekten çalışanını işte tutmak istiyorsa, bunun binlerce yolunu bulur, kıdem tazminatı sistemine ihtiyacı yok. Aslında, bugünkü haliyle kıdem tazminatı sistemi işverenin işten atmak istediği
çalışanını işten atamamasına neden olan bir mekanizma olarak çalışıyor. Yani, sistem bağlılığı değil, bir anlamda iş güvencesini getiriyor. Her iş güvencesi sisteminde olduğu gibi, Kıdem Tazminatı Fonu da yanlış adamın yanlış işte çalışmasının nedeni oluyor. Üretimde verimliliği düşüren bir mekanizmayı
“iÅŸe baÄŸlılığı saÄŸlayan bir mekanizma” olarak nitelendirmek konuyu saptırmak oluyor. İşten çıkarma maliyetinin en yüksek olduÄŸu ülkelerin başında geliyoruz. Bu halimizle ancak fakirleÅŸerek uluslararası rekabet edebilecek hale gelmeye çalışıyoruz. Orta-uzun dönemde bu dengeyi sürdüremeyiz. Sistem bir kez uygulamaya konmuÅŸ, kaldırılması olanaksız. O halde, çalışanın hakkını yemeden sistemi daha esnek hale getirebilecek mekanizmalar bulmalıyız. Kıdem Tazminatı Fonu oluÅŸturmak iÅŸte böyle bir yol. Ãœretimde verimliliÄŸi ve üretim maliyetini düşünmeden “ihracata dayalı büyüme” diye bir olgudan söz edemeyiz.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Habertürk Gazetesi)