İmf, Bütçe ve Yastıkaltı

Önümüzdeki yıla ait bütçe Cuma günü Meclis’e geliyor. Plan- Bütçe Komisyonu’nda ne tür tartışmalar olacak şimdiden kestirmek güç. Ama umarım biri ciddi sapmaların sebebini sorar. Orta Vadeli Program da çok yakında açıklanacak. Mehmet Şimşek öyle diyor.

Peki bundan öncekiler hedeflerini tutturamadığında herhangi bir açıklama yapıldı mı? Geçtim programı, bütçe ile ilgili bu kadar büyük sapma ortadayken, geçmiş dönem nasıl ibra edilecek? Yanıt belli: Parmak sayısıyla…

Fakat takıldığım birkaç detay var ve söylemezsem içimde kalır. Mesela Şimşek açıklamasında IMF heyetinin 2013 yılına ait 4. Görüşmeleri kapsamında ortaya koyduğu eleştirilerde haklı olduğu yanlar olduğunu belirtti. Bilhassa kamu harcamalarına dikkat çekildiği ve Şimşek’in de ifadelerinden haklı bulduğu anlaşılıyor.

Peki madem verip parasını IMF’yi yolladık, IMF niye burada? Daha önce yazdım, bıkmadan yazacağım. Çünkü biz IMF’yi yollamadık. Denetim, gözetim devam ediyor ve tavsiyeler uyulması zorunlu türden. Şimşek’in ifadesi de zaten bunu doğruluyor.

Peki iktidar hangi kamu harcamalarını kısacak? Milyon TL’ler harcanarak alınan ya da kiralanan mesela makam otomobillerini mi? Beleş kömür, beyaz eşya dağıtımını mı? Bunları bekliyorsanız çok safsınız. Bunun faturası önce kamuda çalışanlara, ardından da sağlık başta olmak üzere kısıtlamalarla bize çıkacak.

Şimşek IMF’nin talebini haklı bulmuş. Zaten bulmama gibi bir şansı yok ki. Bu finansman sıkıntısıyla çok yakında IMF ile bir stand by anlaşması gündeme gelirse, bunu topluma nasıl açıklayacaklar, açıkçası merak ediyorum. Lakin bu iktidar bunun da bir yolunu bulur ve bizim ahali de kuzu kuzu inanır.

Gelelim Şimşek’in bir diğer açıklamasına… Net hata noksan var ya; başka bir deyişye kaynağı açıklanamayan gelirlerimiz. Öyle bir kaç bin dolardan bahsetmiyorum. 4,8 milyar dolar kaynağı belirsiz para girdi bu ülkeye. Şimşek tahminini açıkladı. Yastıkaltı dövizler ile iyi hesaplanamayan turizm gelirleri…

Hadi canım sen de, çocuk mu kandırıyorsunuz? Yorum yapmaya bile değmez. Ama eğer gerçekse turizmciler çok vahim durumda; para hesabını bilmiyor, vatandaş da yastık altındaki birikimini farkında olmadan kaptırıyor. Saftirik işi yani… O kadar da değil.

Gelelim Şimşek’in en büyük sorunun cari açık olduğuna ilişkin tespitine… Paradan para kazananların ekonomisiyle ülke yöneten bir zihniyete anlatmak ne kadar anlamlı bilmiyorum, ama yatırımcı (!) Rogers’ın CNBC’de bir programdaki sözleri belki bir anlam ifade eder:

Diyor ki: “Zengin olmak istiyorsanız artık işletme okumaktan vazgeçin, mali sektörü unutun ve tarıma yönelin.” Rogers’a göre gelecekteki dünya finansta değil, reel sektör etrafında dönecek. Daha da ileri gidiyor ve tarım sektöründe hisse senetlerine yatırım için fırsat kolladığını belirtiyor.

Tıpkı 2010 yılındaki ANUGA Furı’ndaki sempozyumda uzmanların geleceğin en önemli ve kârlı sektörünün tarım olduğunu belirtmesi gibi. Peki şimdi soralım Maliye Bakanı Şimşek’e: Bu ülkenin tarımının kemiklerini kırmadınız mı? AB müktesabatına kurban etmediniz mi? Halen tarımı ekonomi içindeki pay açısından azaltmakla övünmüyor musunuz?

Ben size bir iki detay vereyim. Yabancılara toprak satışı ile ilgili çıkan haberlere bakalım: “Alanya Tapu Sicil Müdürü Çetin Özdemir daha önce 60 ülkenin yer aldığı listenin, yabancılara mülk satışının önünü açan yasa ile birlikte 180 ülkeye çıktığını belirterek, kısa sürede 600’e yakın işlem yaptıklarını söyledi. Yabancı şirketler ise en çok araziyi Muğla’dan satın aldı.

Sadece 85 şirket, 4 milyon 749 bin 710 metrekare büyüklüğünde araziyi ele geçirdi. Muğla’yı 1 milyon 522 bin 203 metrekare alanla Antalya, 1 milyon 441 bin 371 metrekarelik alanla İstanbul takip etti.”

Durun daha bitmedi… Ocak başında 105 bin 430 çiftçinin borcu ertelendi mi? Evet… 2012 yılının Ağustos ayında da Tarım Kredi Kooperatifi ortağı 30 bini aşkın çifçinin 303 milyon TL’yi aşan borcu bir seneliğine ertelendi mi? Evet… İcralık çiftçiler sorulduğunda infial yaratmamak gerekçesiyle bilgi verilmekten imtina edildi mi? Evet… Türkiye kuru fasulye bile ithal eder noktaya geldi mi? Evet…

Tarıma verdiğiniz desteğin tamamı, mazottan tahsil ettiğinizi bile karşılayamaz noktada mı? Evet… Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kendi çiftçisini öldürüp Sudan’da 99 yıllığına 5 milyon dönümlük arazi kiraladı mı? Evet.. Ne anlatıyorsunuz siz? Diğer sektörlere girmiyorum bile…

Cari açıktan bahsedersiniz, üreticinin kemiklerini kırıp, yurtdışında arazi kiralarsınız, IMF üzerinden reklam yapıp, dediklerini harfiyen yerine getirirsiniz; ortalıkta külhanlık yapıp, kapalı kapılar ardında yurtdışında imtiyaz dağıtırsınız. 4,8 milyar dolar kaynağı belirsiz parayı kasaya koyup, esnafa ‘nereden buldun’ dersiniz. Koyun alt alta ve verin yanıtı. Devlet ciddiyeti bunun neresinde?

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir