Gezi’de yaşanan süreci hatırlıyor musunuz? Başbakan’ın ‘faizdi, lobiydi’ diye gürültü koparttığı günleri… Her ne kadar daha sonra Ali Babacan yaşananların Gezi ile ilgisi olmadığını, bunun dünya ekonomisindeki gelişmelerin uzantısı olduğunu söylese de, o dönemde kullanılan ifadeler kayıtlara geçti.
Peki aradan bir kaç ay geçtikten sonra, yeri göğü inletenlerin ekonomiyi yönettiği ülkede ne oluyor? Ekonomideki açmazlarımız ve dünyanın gözünün içine baktığımız, ‘Amerika krizden çıkmasa da para gelse’ diye yalvardığımız gün gibi ortada.
Ama bu lobi söylemlerine ne oldu? Ne oldu biliyor musunuz? Meclis tatile girerken yeri göğü inletenler Tüketici Yasası’ndaki maddeleri bankalar lehine değiştirdi. Güzel bir tatil yaptı ve Meclis kapılarını açtıktan sonra tezkereydi açılımdı, ortalığı başka bir gündeme çektiler. Nitekim tezkere işi de aradan çıkarıldı.
Peki bizim bankalar ne durumda? 10 Eylül itibariyle açıklanan BDDK bazlı verilere göre bankacılığımızın temmuz ayında kârlılığı, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 23,8 arttı. Artmaya da devam ediyor.
Emin olun ki bu kuru gürültü ekonomi yönetimi, kendisini komik duruma düşürmekle kalmıyor, ilişkisi ve ekonomi anlayışı nedeniyle ses çıkaramayacağı bir kesimle girdiği gölge oyunundaki gelişmelere de duyarsız kalıyor. Ne diyordu Başbakan? “Kredi kartları kullanılmasın, bunlardan kredi alınmasın” vs, vs, vs…
Kredi kartı kullanılmamasını tavsiye eden Başbakan’ın cebinden çıkan onlarca kartı bir kenara bıraktım, 2013 Ağustos ayının başındaki Ramazan Bayramı’nda bankalar hiçbir şey olmamış gibi yine kredi kampanyaları düzenlediler.
Hadi diyeceksiniz ki, olaylar çok tazeydi. Geldik Kurban Bayramı’na… Gazetelerdeki ya da televizyonlardaki ilan ile reklamları geçtim, sadece cebinize mesaj olarak gelenlerden yola çıkarak söylediğimin sağlamasını yapın.
Başbakan’ın boş bağırışlarının ardından Tüketici Yasası’nı kendisine uyduran, ardından çatır çatır kredi dağıtan finans kesimi, Kurban Bayramı’nın gelmesiyle birlikte ‘Gel, biraz daha bat’ kampanyalarını başlattı.
İnsanların batık durumlarına karşılık vaatlerin ardı arkası kesilmiyor. Taktılar kredinin önüne bir geleneksel ibaresini, 12 ay vadeli 5 bin TL veren de var; 60 ay vadeli 7 bin TL veren de… Bat batabildiğin kadarıyla…
İnsanların çaresizliklerinden faydalanıp, krediye boğan finans kesimi dur durak bilmiyor. Üstelik bir de geleneksel diye allayıp, pullayıp insanları biraz daha batırmanın yollarını arıyorlar. Onlar kendi adına haklı… Ticaret yapıyorlar ve para satacaklar. Peki buna tepki gösteren ekonomi yönetimi nerede? Boş kaleye herkes gol atar.
Benim bildiğim bayramlarda geleneksel olan büyükleri ziyarettir. Artık kredi almak oldu. Ama durun; daha acele etmeyin. Yılbaşına da hindi kredisi verirler. Bunun sonucunda hindi mi yolunur, vatandaş mı, onu da takdirlerinize bırakıyorum.
Bizdeki naylon kahramanlıklarıyla ünlü yönetim, kuru gürültü yapıp, arka kapıyı açık bıraktıkça, biz daha çok batarız. Bakın, bitti lobi söylemi… Ne diyorduk? 10 yıldır ‘beraber yürüdük biz bu yollarda’ diye şarkılar söyleyenlerin küslüğü de bu kadar olur.
Tıpkı şov yapıp ‘one minute’ dedikten 15 dakika sonra, kameraların karşısına geçip ‘Ben İsrail’e bir şey demedim ki, tepkim moderatöreydi’ denilmesi gibi… Sonuç mu? Reklamları izlediniz. Üstelik dünyanın en pahalı ve faturası yüklü reklamlarını…