Küresel düzeydeki likidite bolluğu ve buna bağlı olarak risk alma isteğinde yaşanan spekülatif artış en çok gelişmekte olan ekonomileri etkiledi; yerel paralar değerlendi, faizler hızla geriledi, krediler bollaştı, menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerleri yükseldi. Özetle söylemek gerekirse finansal kesimin ayakları yerden kesilir iken, reel kesim varlığını korumakta zorlandı, büyümeden alınan paylar farklılaştı ve eğilimler ayrıştı, makro ekonomik verilerin gerçek durumu yansıtma kalitesi geriledi. Mayıs ayının son haftalarından itibaren ise her şey tam aksi yönde değişmeye başladı, gelişmekte olan ekonomiler açısından olumlu görünümü korumak nerede ise imkânsızlaştı. Eski güzel günlerde olumlu görünümü kendi sayelerinde oluşan başarı gibi göstermeye çalışanlar, şimdi ya kaçışmaya ya da başarısızlığı fatura edecek sorumlu veya kusurlu aramaya başlayacak gibi görünüyor…
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Dünya Gazetesi)