Bu yaşananlar var ya, hepsi ‘faiz lobisi’nin Türkiye üzerinde oynadığı oyunun parçası. İktidarımız bunların ümüklerini sıkacak. Onların kulaklarını çekip, amaçlarına ulaşmasını engelleyecek.
Şu İngiltere var ya İngiltere hep bizimle uğraşıyor. Almanya desen zaten dünya imparatorluğuna oynuyor ve bu konuda en büyük engeli de Türkiye olarak görüyor. O nedenle de bizim üzerimizde hain planları var.
Kim bu çıkar gruplarının başı? Rothschild ve tayfası… Onlar kötü çocuklar. Avrupa ile artık kavga etmenin zamanı geldi. Allah’tan Amerika’da Rockefeller var da, onun buradaki uzantılarının iktidara verdiği akıl sayesinde Avrupa’nın oyununu gördük.
Ne diyordu arka kapıdan kaçtıklarını söyleyen hocaları Erbakan : Sizi gidi faizciler sizi… Sizi gidi rantiyeciler sizi… Sizi gidi alafrangacılar sizi…” Sağ gösterip sol vuranlar sizi ifadesini de ben ekleyeyim.
Çıkar gruplarının şu an için paylaşım savaşında olduğunu, bunların tekrar sular durulduğunda aynı kaptan su içeceklerini bilmesek kandıracaklar bizi. Fakat akıl veren televizyoncu Rockefeller tayfasından olunca Başbakan’ın da aklı karışıyor sanırım.
Şimdi para altın değerinde oldu da, herkes parasını geri çekiyor ya; Avrupa’dan para gelmeyeceği anlaşıldı ya, bizimkiler sözde efelik taslıyorlar. Bu yolla da Rockefeller destekli Arap sermayesini ülkeye çekeceklerini zannediyorlar. Ama FED öyle bir açıklama yapıyor ki, oradan da para gelmeyeceği anlaşılıyor.
Bizim tayfa da panik içinde sağa sola bulaşmaya başlıyor. Gezi Parkı’ndaki çocuklara hakaret ediyorlar, Merkel’e uzanıyorlar, oradan geçiyorlar bankacılara çatıyorlar. Çatıyorlar çatmasına da evlerimize kadar kredi takibi yapabilme olanağını yine aynı günlerde bankalara sunuyorlar. Hangi bankalara? 49 tanesinin 35’i bize ait olmayan bankalara…
Yetmiyor… Bir ihtimal daha var, belki para gelir diye, bizim küresel sermayeden sorumlu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yatırımcılarla telekonferans yaptığını açıklıyor. Durun bunu açmak lazım…
Çünkü Bakan Şimşek, Gezi Parkı’nın yarattığı olumsuz etkileri gidermek için bu görüşmeyi gerçekleştirdiğini söylüyor. Ama Sayın Başbakan zaten bu organizasyonu yurtdışındaki çıkar gruplarının ya da kendi tabiriyle faiz lobisinin yaptığını belirtiyordu.
Ne dedi Mehmet Şimşek acaba? ‘Alo! Ben Mehmet. Şimdi geçenlerde bizim Başbakan sizlere çattı ya, o aslında sizlere çatmamıştı. Finans sektöründe üç beş tane milli sermaye kalmıştı. Onlara söyledi. Gerçekten sizinle ilgisi yok. Siz getirin paraları, çok zor durumdayız.
Zaten biz AB’yi de severiz. Bakmayın siz Egemen’in sözlerine… Ne yapsın iç politika, siz de bilirsiniz. Daha sonrasında özür falan bir şey ayarlarız. Karşılıklı durumu kurtarırız. AB fasıllarının ekonomiyle ne ilgisi var? Ne olur gitmeyin. Gelin ne olur. Siz gelmezseniz başarılı ekonomi palavrası meydana çıkacak. Yıllardır bu insanlar nasıl soyulduklarını, sizin bizim politikalarımız sayesinde nasıl varı yoğu hortumladığınızı görecekler. Tutmazlar iktidarda bizi.”
Elbette bu diyalog tahminler üzerine kurulu. Üç aşağı beş yukarı farklı olmadığını düşünüyorum. Neden mi? Bakınız Davos’ta yaşananlara. Başbakan yeri göğü inletti, 15 dakika sonra ‘ben moderatöre demiştim’ dedi. Ama canlı yayındaki bu ifade medyamızın ilgisini çekmedi. Çakma kahramanlık hikâyesi daha cazip geldi.
Bitti mi? Önce bir one minute ekmeği yendi, ardından göstermelik bir telefon özrüyle yine İsrail’e imtiyaz dağıtıldı. Açın gözünüzü açın… Size, sizi kimin sömürmesi gerektiği konusunda ikna çalışması yapıyorlar. Şu ya da bunun sömürmesine değil, sömürülmeye karşı çıkın.