Biliyor musunuz? Türkiye’de bankacılıkta çok ciddi haksız uygulamalar varmış. Bunlar faiz lobisinin uzantısı olarak Türkiye’yi sömürüyormuş. Son 30 yılda Türkiye’ye ödettikleri faiz 1,5 trilyon dolar imiş. İnanamıyorsunuz kulaklarınıza değil mi?
Daha önce de Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın ifadeleri vardı. Ne diyordu? Masraf ödeyeceğime şubeye taksiyle gitsem daha ucuza gelir. Türkiye’de bu yaşananların hepsinin sorumlusu faiz lobisi biliyor musunuz? Hepsi onların yüzünden.
Başbakan, geçen yüzyılın grafikleriyle ekonomi okuyan bir arkadaştan aldığı bilgilerle Gezi Parkı tepkisini böyle açıklamaya başlayınca, iktidar ve onu oluşturan partinin mensupları ani bir erme yaşadılar.
Son olarak Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan faiz lobisine ve onun ilgili aktörü olduğunu söylediği bankalara ‘bunun hesabını ödeyeceksiniz” dedi. Elbette bunu Başbakan kendilerinin ümüğünü sıktıktan sonra mı öderler, önce mi bilmiyorum. Hani doktor adama diyet listesi vermiş de adam sormuş ya: ‘Bunları yemekten önce mi, sonra mı yiyeceğim’ diye.. Düzey de bu…
Peki ama iktidara sormak gerekmiyor mu? Bu bankaları özelleştirirken neredeydin? İnsanlar kredi kartları üzerinden sömürülürken, gelirinin çok üzerinde borçlandırılırken, muhalefettiniz de bizim mi haberimiz yoktu?
Borsanın yüzde 60’ını aşkın kısmı yabancıların eline geçerken, milli kuruluşlar tek tek yabancılara satılırken, ülke sıcak paraya boğulurken, ‘borç yiğidin kamçısıdır’ diye sizler ortalarda dolaşırken hesabınız neydi?
Çok övündüğünüz çeyrekler bazındaki periyodik büyümeler sıcak para ve ithal ürünlerle sağlanırken, Türkiye’de vatandaştan belediyelere, özel sektörden kamu kağıtları aracılığıyla devlete herkes borçlanırken neredeydiniz?
Bankacılığı üzmemek gerektiğini söyleyen siz değil miydiniz? Tüketici Kanunu ortadayken, alınan kart aidatlarına bankalar lehine düzenlemeler yaparken bunun sonuçlarını bilmiyor muydunuz?
Fatura vatandaşa çıkınca iyi, iktidarınıza çıkınca mı kötü oldu? Seçimlerin hepsine, ‘biz gidersek sıcak para kaçar, Türkiye krize girer’ deyip, aba altından sopa göstererek girmediniz mi? Beyzbol sopasını görünce mi aklınız başınıza geldi?
Madem bu faiz lobisi bu kadar kötü, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’nın 6 – 8 Haziran tarihleri arasında küresel bankerlerin dünya çapındaki politikalarını belirleyen toplantısında ne işi vardı? Şimşek’in söylediği gibi siz küreselci değil miydiniz? Siz şaka mısınız?
Zafer Çağlayan demiş ki: “Yüksek itibarımıza, uluslararası arenada parmakla gösterilen siyasi ve ekonomik istikrarımıza gölge düşürmek isteyenler oldu.” Hangi itibar ve kimin için istikrar sorusunun yanıtlarını aramadan böyle beyhude konuşmaları bırakın. Çünkü Usta Gazeteci Nezih Demirkent ne diyor biliyor musunuz?
“Para kazanabilirsiniz. Ama itibar satın alamazsınız.”
tüketici kanunu da , kart aidatlarının nasıl çatır çatır iade alındığı da ortada yavaş işlesede tüketici hakem heyetleri adilane kararlar alıyor.
bir de şu ne demektir sürekli aynı şeyi der durusunuz ” İnsanlar kredi kartları üzerinden sömürülürken, gelirinin çok üzerinde borçlandırılırken,”
insanlar yoldan çevrilmiş de senet mafyası gibi kredi kart borcuna mı batırılmış. İki kartım var tek birine aidat ödemiyorum, yüklü alışverişim olursa taksitteyim, puanlarımı alır harcarım, aldığım ürünün parasını40 gün sonra öder keyfime bakarım. kartı kullanmayı bileceksin, milletin altına binlerce araba aldın onların yüzlercesini trefik kazasına sürükledin, araçların içinde altında ezdin ey utanmaz hükümet diye bir yazı yazarsanız şaşırmayacağım :)