Türkiye’de kendi vatandaşını adam yerine koymayanlar, onların özlük haklarına saygı duymayanlar, söz konusu dünya uygulaması olunca nedense düzeliyorlar. Aslında soru tersten okunmalı. Başkasına sesi çıkmayan, kendi insanına neden kafa tutuyor?
15 Mayıs gününde greve çıkan THY çalışanları, hukuk kararlarına rağmen işe iadesi gerçekleştirilmeyen 305 çalışanıyla, uçuş güvenliğine dair sakıncaları ortaya koyan çekinceleriyle direnişlerini sürdürüyorlar.
Hatta Gezi Parkı ile başlayan süreçte, ‘grevde bir tek işçi yok’ denilmesinin aksine, o olmayan (!) insanları İstanbul Tepebaşı’nda gözlerimle gördüm. İnsan bu kadar çok olup, nasıl yok oluyor onu da anlamış değilim. Ama aynı gün İstiklal Caddesi’nde yaptıkları yaratıcı eylemle ortaya koydukları protesto zekâ yüklüydü.
Tüm bunlar yaşanırken, aradan geçen neredeyse 1 ay boyunca grevi yok sayan bir yönetim anlayışı nasıl farklılaşır? Belki kendi insanına değil, ama başkasına… İşte 11-13 Haziran tarihleri arasında Fransa’da sivil havacılık çalışanları greve gidince, söylediklerinin tamamını yutup, sefer iptallerini duyurdular.
Fransa’da üç gün boyunca sürecek grev karşısında Fransız hükümeti çıkıp, grev ertelemesi yapmadı. Hatta bizimki gibi olayı abartıp bu alanda çalışanlara grev yasağı dahi koymadı. Sadece vatandaşa gerekli uyarıları yaptı ve grevin sağlıklı bir şekilde yaşanması için ortam hazırladı.
Peki Fransa’daki sivil havacılık alanında çalışanlar neden greve gidiyor? Avrupa Birliği Komisyonu tarafından hazırlanan ve sivil havacılık sektörünün özelleştirilmesini öngören direktife karşı eylem yapıyorlar.
Bizde geçen sene yaşanan ve 305 kişinin işten atılmasına neden olan olayı hatırlayın. Konu, Meclis’te grev yasağı getiren uygulama öncesinde sendika ve üyelerinin, yani çalışanlarının bu konuyu protesto etmesi idi.
Baktığınızda her ikisinde de durum aynı. Yani ortada paradan söz eden yok. Tamamen bir kaygı ile hareket eden iki farklı ülkenin, iki farklı uygulaması. Şimdi Hamdi Topçu’nun tekrar çıkıp açıklama yapması gerekiyor. ‘Yeni 305 kişiler olmasın’ diyerek grev öncesi aba altından sopa gösteren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i de yanına alarak…
Ne demişti THY Yönetim Kurulu Başkanı Topçu: “Hava-İş’in yaptığı bu uygulamalar ideolojik sendikacılıktır. İdeolojik sendikacılık yüzünden çalışanını, üyelerini mağdur etmektedir.” Sayın Topçu bir ideolojik sendikacılık da Fransa’da yaşanıyor.
Ama onlara söz söylemek yerine, durumu normal karşılayıp sefer iptal ediyorsunuz. Ayrıca da doğrusu bu yaptığınız. Ama çifte standart yaklaşımınız bir kez daha gözler önüne seriliyor. Peki buna şaşırmalı mı? Yunanistan’da hak arayanlara, haksızlıklara karşı çıkanlara toplumsal tepki deyip, kendi insanına çapulcu diyen zihniyetten de bu beklenir.