Türkiye’de hukuk devletinin en basit kuralı olan kazanılmış haklar bile gasp ediliyor. Daha da acısı hukukun verdiği kararlara rağmen siyaset, hukukun da hak sahibinin de arkasından dolanıyor. Bunun en güzel örneklerinden biri Vakıfbank emeklilerinin durumu…
Yıllarca herkes 1 birim prim öderken, onlar sandık çerçevesindeki sistem gereği 2,7 birim prim ödüyorlar. Tek amaçları da çalışırken yaptıkları bu yatırımın, emekliliklerinde geçinebilecekleri bir rakam olarak kendilerine yansıması… Yani kimsenin bahşettiği bir durum değil.
Ekonominin en basit kuralı olan nimet/külfet dengesi gereği yaptıkları yatırım karşılığını, emekliliklerinde almaları gerekiyor. Fakat bakın basiretsiz sandık yöneticileri ve ardından da siyaset olaya nasıl müdahil oluyor.
Her şey 2 bin yılını müteakip 2001’deki krizde bankaların emeklilik sandıklarının parasına el atmasıyla başlıyor. Ardından yine 2001 yılında sandığın genel kurulunda sosyal güvenlik prim keseneği ve emekli aylık bağlama tavanı değiştiriliyor.
Az buz değil… Tavan en yüksek devlet memuru maaşı iken, SSK tavanına indiriliyor. 2002 senesinde sandığın durumunun iyi olmadığı gerekçesiyle emekli aylığı alan emeklilere artış sınırı getiriliyor.
Sonraki yıllarda Vakıfbank’ın ve emekli sandığının mali durumu düzeliyor ama durum değişmiyor. Akabinde o muhteşem SGK düzenlemesi geliyor ve sandıkların bu kuruma devir kararı çıkıyor. Emekliler 2 yıl boyunca alamadıkları maaş zamlarını talep ediyorlar.
Sonuç alamayınca 2006 senesinde dava süreci başlıyor. 24 Mart 2010 tarihinde hukukun en tartışmasız ve üst birimi olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu emeklilerin haklı olduğuna karar veriyor. Normal olarak farkların ödenmesi gerekiyor.
Sandık yönetim kurulu 7 imzayla hak sahiplerine güvence veriliyor ve gerekenin yapılacağı söyleniyor. Tam bu aşamada da siyaset devreye giriyor. Hukukun kararı geriye rönük hakların da gaspını kapsayacak biçimde torbaya giriyor.
6111 sayılı torba kanuna ilave edilen 53. maddeyle kazanılmış haklar gasp ediliyor. Burada en ilginç olan ise yasada böyle bir madde yokken, alt komisyonda eklenen bir madde ile operasyon tamamlanıyor.
Teklifi veren dönemin AKP Milletvekili Halil Aydoğan… İlginçtir geçtiğimiz aylarda bu isim Vakıfbank Genel Müdürlüğü’ne atandı. Tesadüf mü? Takdirinize bırakıyorum.
Muhalefet konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyor. 2011 senesinden beri dosya mahkemede bekliyor. Ayrıca Vakıfbank emeklileri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuruyor. Yargı paketi düzenlemesinden önce yaptıkları 622 dosya sırasını bekliyor.
Bu arada emekliler Anayasa Mahkemesi raportörü Doç. Dr. Osman Can’dan da hukuk görüşü alıyorlar. Can yapılan uygulamanın Anayasa’nın mülkiyeti ve sosyal hukuk devleti kurallarını da içeren dört maddesine aykırı olduğunu ortaya koyuyor.
Bu mücadele aradan geçen 12 yıldır sürüyor. Bu arada hak sahibi kişilerden 2011 başından bu yana 171 kişi vefat etti. Haklarını alamadan… Şimdi herkes üç maymunu oynuyor. Hukuk onlara haklısın diyor, ama siyaset ve bankanın hukuk tanımaz bazı yöneticileri el birliğiyle emekli hakkını gasp ediyorlar.
Üstelik sandıkta yaklaşık 4 milyar TL’lik kaynak olduğu ve toplam ödenmesi gereken hakkın sadece bunun yüzde 10’una tekabül ettiği gerçeği ortadayken. Geçtiğimiz günlerde televizyon programıma konuk olan T. Vakıflar Bankası Emekliler Derneği Başkanı Behçet Kemal Turcan ‘insaf’ diyor. Hukuka rağmen yapılan uygulamanın terk edilmesini istiyor.
Yine sessiz kalınmaya ve devam edilirse de 9 Mayıs günü Anayasa Mahkemesi’nin önünde basın açıklaması yapacaklarını duyuruyor. Aslında bu örnek sadee Vakıfbank emektarlarını değil, Türkiye’de haklara nasıl göz göre göre el konulduğunu gösteriyor.
İnsan da kendi kendine sormadan edemiyor. Çalışanlara mobbing uygulayıp, gazetelere ilan verip kamuoyuna şikâyet ettirecek noktaya getiren, emeklisine ödediği primin karşılığında hakkını vermemek için taklalar atan bankacılık sektörünün, bizi masraf, aidat, bankamatikten para çektin, vezneden para yatırdın diye sömürmesi anormal mi? Normal olmadığı gerçek ama şaşırtıcı değil.
Sayın Ünsalan o kadar güzel belirtiyorsunuz ki maalesef bizim ülkemizde hukuk kişilere göre işliyor Dünyada bir eşi olduğunu sanmıyorum milletvekillerine uygulanan kıyak emeklilik yetim ve doğmamış bebeğin bile kakını yiyorlar bunun yanında tüm pramasyonları iptal ederken kendilerinin aldığı BEŞBİN TL pramasyon hiçbiri haketmediği parayı alıyor fakat hiç sesi çıkmıyor çünkü yasa hep vekillere çalışıyor .iNŞALLAH düzeltirler halkıda mutlu ederler