Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Suriye ve İmralı!
Son günlerde içte ve dıştaki peşi sıra gelen siyasi ve ekonomik gelişmeler, Türkiye açısından hayli tedirgin edici görülmektedir. Nitekim bu kötü kokuyu dolar ve altın hemen alarak, küçükte olsa bir zıplama yapı verdi!
Amerika ve Avrupa Birliği gibi gelişmiş ekonomiler parite oyunları ile gelişmekte olan ülkelerin birikimlerini eriterek, küresel ekonomideki düştükleri açmazdan çıkmaya çalışırken, diğer yandan amansızca, dünya üzerinde ki etkinliklerini artırmaya çalışıyorlar.
Güney Kıbrıs Rum yönetiminde yaşanan son krizleri, doğu Akdeniz de bulunan doğal gaz yatakları ile ve gene aynı bölgenin, tüm kara, gri para başta, PKK da olmak üzere, bir sürü terör finansmanının aktığı, doğru ya da yanlış, ama gündeme geldiği şekliyle, aklandığı bölge olarak da bilindiğini unutmayalım!
AB tarafından bankalardaki tasarruflara uygulanmak istenen 6 ila 9 oranında ki stopajın başta Rusya olmak üzere, kimlere ve kimin paralarına bir kayıp yapacağını da derinlemesine düşünelim..
Acaba, Türk yatırımcısının, sanayi ve iş adamlarının bu bölgede parası var mı?
Keza Suriye batağı da gittikçe büyüyor.
Büyüdükçe batılılar sabırsızlanıp, muhaliflere ağır silah yardımı yaygaraları başlatırken, Rusya ve Çin Esad yönetimine desteğini artırmaya devam ediyor.
İmralı ile başlatılan görüşmelerin şu ana kadar medyaya yansıyan seyrine ve gelişmelere bakarsanız, durum hiçte iyi gözükmüyor.
En azından, bu yaşananlar toplumsal bir heyecan yaratmak bir yana, tam tersi sessiz bir tedirginliğe ve ulusal bir travmaya dönüşüyor gibi algılanmaya başladı(!)
İşte bu nedenledir ki önümüzde ki günlerde bölgemizde ki manzara pek parlak görülmüyor.
Amerika, askeri ve ekonomik gücünü kullanarak, Avrupa ise güçlü ortakları, zayıf ortaklarına verdikleri kredilerle ekonomik yapılarını ele geçirmeye devam edecekler.
Akdeniz de, petrol bölgeleri başta olmak üzere, yer altı zenginliklerinin işletimlerini sahiplenip kendilerini ve toplumlarını gene düze çıkaracaklardır.
Bize ise, bölgedeki bu güne kadar yaşanan, karmaşa, akıtılan kanların nedeni, niçin ini sorgulamak düşecek!
Yani?
En büyük tehlike, bizim için şimdi değil, bölge sakinleştikten ve tak sepeti koluna herkes kendi yoluna dendiğinde ortaya çıkacaktır. Böyle bir gelecek için siyasi, sosyal ve ekonomik olarak hazırlıklı mıyız?
Şimdiden bu önemli sorunun cevabını aramalı ve bir çıkış yolunu önceden mutlaka bulmalıyız..
‘’Çukura düşmemek için devamlı önüne bakanlar, çıkmaz sokağa girdiklerini fark edemezler’’
Kazım Çiloğlu
kazım bey;
gayrimenkul hakkında ne düşünüyorsunuz . konut gibi
kurt tecrübe demek…
Sn. Serkedik eğer konutunuz yoksa kredilerde ev fiyatlarıda makul görünüyor, ancak yatırım için derseniz emlakın yeri, ısıtma şekli, inşa yılı ve kiracı talebi olanları tercih etmenizi öneririm. Hem gelir elde eder hemde daha kolay satabilirsiniz elbette en doğru kararı siz verebilirsiniz