Abrakadabra nedir biliyor musunuz? Hani şu sihirbazlar şov yaparken kullanır ya, ondan bahsediyorum. Sözcüğün kökeniyle ilgili teorilerden birine göre Aramice’deki Avra Kedabra’dan gelir. Anlamı ise ‘söylediğim gibi yaratacağım.’ Bir nevi bizdeki ‘hayaldi gerçek oldu’ gibi bir şey.
Elbette kimsenin bir şey yarattığı yoktur. Hadise tamamen bir ilizyondan ibarettir. Tıpkı büyüyen ama istihdam yaratamayan, satıp savıp yine de ‘Maliye çok zor durumda, açık büyük, vergilere zam yapacağız’ denilen Türkiye ekonomisi gibi.
IMF’nin son açıklamasına göre Türkiye ekonomisi son derece iyi durumda. Peki gerçekten öyle mi? Yanıtı çok yoruma açık bırakmadan 2001 krizinden önceki IMF açıklamalarında bulabilirsiniz. Adamlar her soygun öncesi kopyala-yapıştır mı yapıyor bilmiyorum ama, ne zaman coşku verseler, bizdeki yama bir tane artıyor.
Ortada öyle bir başarı var ki büyüyen ama kalkınamayan Türkiye’nin, DPT’yi tabela kuruluşu haline getirmek için kurulan bakanlığın başındaki isim, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın açıklamasına göre 10 ülkeye 20 derste krizden çıkış formülünü anlatıyoruz.
Hangi ülkeler mi? Elbette batık durumdaki Yunanistan, Portekiz, İspanya falan değil. Irak tipi demokrasi ithal edilen, bahar söylemleriyle paralarına el konulan, sonra da 220 milyon kredi kartı dağıtılan bölgedeki Tunus, Mısır gibi ülkeler. Gelecekteki bahar adayı olan Azerbaycan, Kırgızistan ve geçmişin bahar gülü Pakistan’ı da unutmayalım.
Her ne kadar son 10 yıldaki başarı (!) cilalanarak Star Gazetesi tarafından haberleştirilse de, anlatılanın 2001 krizinden çıkış olması kendi içinde bir çelişki gibi gözüküyor.
Elbette 2001 krizi, daha sonra yapılacaklara ortam hazırlamak için kurgulanan Arjantin’in de maruz kaldığı, bilinçli bir para hareketinden kaynaklı değilse…
Banka hortumlarına karşı yapılan kanuni düzenlemelerin akabinde krizin patlak vermesini, zaten hesapsız kitapsız iş yapan Türkiye’nin de buna ortam hazırlamasını her zaman manidar bulmuşumdur.
Ama madem oralara kadar gitmiş bakanlığımız eksik bilgi sunmasın… Lütfen ‘başarılı’ olduğunu söyledikleri ekonomide nasıl refah yaratılamadığını da anlatsın. Mesela son bir yılda memura yüzde 3 zam verirken, nasıl oluyor da doğalgaza yüzde 34, benzine yüzde 23, kömüre yüzde 26, elektriğe yüzde 19, mazota yüzde 24, bürokrata yüzde 30, vekile yüzde 45 zam yapılabildiğinin sırrını da versin.
2002 sonunda dış borcu 130 milyar dolarken, Eylül 2012 itibariyle 326 milyar dolara yükseldi, onu aktarsın. 2001 krizinden çıkışın anahtarı olan üretim ekonomisini ve ihracatı, uygulanan kur rejimi ve girdi maliyetlerinin yüksekliğiyle ithalata nasıl kurban ettiğini açıklasın.
IMF’ye parasını ödüyoruz da kurtuluyoruz diye cambazı gösterirken, son 10 yılda iç ve dış borcun 2,5 kat artışını izah etsin. Ne oldu da 2002 yılından 31 Aralık 2012 sonuna kadar iç borç stokunun 238 milyar TL, dış borç stokunun da 196 milyar dolar yükseldiğini söylesin. Dikkatinizi çekerim verdiğim rakamlar sadece merkezi yönetim borcudur.
Koyun bunun üzerine özel sektörün borcunu da toplam borç 600 milyar dolara çıkıyor. Nereden? 10 yıl önceki rakam 221 milyar dolar. İnanmayan Yaman Törüner’e sorsun. Emeklinin durumunu da açıklasın. Hani şu Yunanistan’da 2 bin Avro, İtalya’da bin 772 Avro, bizde ise 289 Avro olan emekli maaşını…
Madem bu kadar büyük bir başarı var. TÜİK’in rakamlarına göre bile, geçtim son iki yılı 2011 itibariyle 47 milyon kişinin neden ekonomik krizde olduğunu açıklasın. Devletin resmi rakamlarda bile gizleyemediği bulgulara göre bu ülkede nüfusun yüzde 43,8’i konutunu tamir ettiremiyor. Yüzde 43,3’ü ısınamıyor. Yüzde 65,7’si beklenmedik bir harcamayı karşılayabilecek durumda değil.
Ülkenin toplam ekonomik değerinin üçte biri vatandaşın tüketici borcuna denk geliyor. Borç kime? Bankalara… Bankalar kime ait? Yabancı payı yüzde 50’yi çoktan aşmış. Önümüzdeki dönemde daha da artacak gözüküyor.
Cari açık sorunu yapısal anlamda gün gibi ortada duruyor. Tüm uluslararası raporlar beyanatların aksine ekonomideki kırılganlığın şiddetinin artırdığından bahsediyor. Ekmeğin fiyatı düşük enflasyon masalları arasında yüzde 60 artıyor.
Övüne övüne bitiremediğiniz özelleştirmelerden varı yoğu satıp 42 milyar dolar gelir elde edip, otoyollara 40 milyar dolar harcayan, sonra da onu yok pahasına satmaya çalışan bir zihniyetin ekonomik başarısından söz edilebilir mi?
Siz ne anlatıyorsunuz? Anlatsanız anlatsanız göçmeyi anlatırsınız. İşte onun da tek kelimelik izahı şu: Abrakadabra…
Sayın hocam agzına sağlık Dünyada eşi benzeri yok bizim ülkemizin işçi memur maaşlarına %3 vekiller ve bürokratlar sormayın gitsin en pahalı benzin-mazot bizde sonrada kişi başımilli gelir 10bin dolarmış şaşarım çünlü asgari ücret yerlerde sürünüyor istihdam yok varolanı sat açık kapa sonrada kalkınıyoruz kandırmayın düpedüz taşaronlaşıp sömürülüyoruz sonumuzu hak getire.