Emme basma tulumba!
Emme basma tulumbaya eskiler mütenavip makine derlerdi! Bir piston marifeti ile mevcut kuyudan ya da hazneden suyu, yağı, pekmezi, yani aklınıza sıvı, akıcı (likit) ne varsa emip başka, başka yerlere boci ederdi.
Şimdilerde devir değişti artık ne ritmik ve gürültülü çalışan tulumbalar var nede birikimli kuyular, küpler sarnıçlar. Küresel sermaye her ülkede, o ülkenin en başarılı iş gücünü eline geçirmiş ve ellerine de birer dalgıç tulumbası vermiş, en ufacık bir birikintiyi bile anında hüpleyip haznelerine çekiveriyorlar.
Ne demiştik? Pahalı malı satmak ve sattıktan sonra dut ağıcının altına çarşafları serip dalları silkeleyecekler katmerli karlar elde edecekler! Olurmu öyle şey bu fiyatlardan alım yapılır mı, ya da saçmalamayın bu borsa yüz binlere çıkacak diye gaz verenlere ne demiştik?
 Borsa nerde olursa olsun her kör satıcının birde kör alıcısı olur. Nitekim oldu da.. Ayrıca borsa düştükçe bildiğiniz izlediğiniz kâğıtlardan kademeli alış yapın da demiş hatta Bolu Çimentoyu örneklemiştik
Gene dolar daha bir ay bile olmadan 1.75’lere kadar gerileyince döviz alırsanız dolar tercih edin de demiştik. Altın konusunda da neme lazım düştükçe almakta yarar var satamadınızsa paçal yapın portföyde olmalıdır dedik halada aynı görüşteyiz.
Siyaset o kadar riskli hale geldi ki küçük yatırımcının dikkatli olmasında yarar var zira çözüme giderken evdeki barıştan olma ihtimalimizde çok yüksek gözüküyor. Aynı zamanda askerlerimiz ziyaret etmeye geldim diyerek çat kapı ülkemizi ziyarete gelen yabancı bakanlar ve liderlere bakınca Suriye ile ilgili gelişmelerinde hız kazandığını görüyoruz. Elbette işin en riskli tarafı da Rusya(!) her ne kadar bizim medyamıza yansımasa da elim armut toplamıyor der gibi ha bire Suriye sıcak sularına harp gemisi göndermeye devam ediyor.
Diğer yandan değirmenin suyu da azalmaya, ekonomi çarkları da hızını kesmeye başladı. B-2 yasında ki talep edilen arazi bedellerinin yüksekliği, beklenen geliri karşılamayacak gibi görülürken, köprü otoyol ihale iptalleri de ayrı bir eksi değer olarak ortaya çıktı.
Şimdi makbul olan sanal ve düşük enflasyon açıklamaları ile bankalarda ki mevduatlara, gene sanal ve düşük faizler verip, tasarrufları eritip, düşük kredi faizi ile piyasaya aktarıp, sözüm ona, iç tüketimi canlandırmak.
Yani?
Bizim birikimlerimizle bizi ve kendilerini ziyafete davet eder görünüp hesabı bize ödettirmek. Yılbaşından bu yana başarıyla da uygulanıyor ama kimsenin ruhu bile duymuyor!
Siz, siz olun önce birikimlerinizi sağlama bağlayıp, ondan sonra bir yatırımcıya havale edin! Ayağınızı da zinhar yatırımlarınıza göre uzatın…
Kadınlarımıza, 8 Mart Dünya kadınlar günü için de naçizane bir önerim var;
‘’Bir araya gelip yalnız dans edeceklerine, önlerine ilk sandık geldiğinde ellerinde ki oy pusulasını (!)birlikte dans ettirip topluca sandığa atmayı başardıklarında, değil fiziki saldırı ve cinsel istismara uğramak, saçlarının bir teline bile dokunulmasının önüne geçmiş hata tüm siyasi partilerin çevrelerinde pervane olmasını sağlamış olurlar’’
Â