Rahmetli Kemal Sunal’ın bir filmi vardı. Miras kalan bakkal dükkanında veresiye defterini mahallenin uyanıklarına satarak keskin ticari zekâsını ortaya koyuyor ve para kazanıyordu. Bizim Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın dış ticaret anlayışı da aynı.
Daha önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından alınan doğalgazın karşılığında ödeme aracı olarak kullanıldığı söylenen, ihracat sayılmaması gerektiği belirtilen, sonra işler kötü gidince bizzat kendisi tarafından ihracat kapsamında değerlendirilen altın meselesinden bahsediyorum.
Zafer Çağlayan ‘ne mal olursa satarım’ diyerek, altın satışının devam edeceğini açıkladı. Ufak bir ayrıntıyı tekrar hatırlatalım, bu satış değil ödeme… Eğer altından emtia üretir ve satarsanız, yani katma değer sağlarsanız, ona satış ya da ihracat denir.
Üstelik altın kıymetli varlık olduğu için ortaya çıkan durum şu: Bakkaldan peynir alacaksınız ve nakit paranız yok ya da duruma uygun olarak bakkal ile nakit alışverişiniz yasaklanmış.
Peynir için 10 birim ödemeniz gerekiyor, siz de bunu götürüp evdeki ziynet ile yapıyorsunuz. Fakat sizin 10 birim olarak yaptığınız ödeme, bakkalın kasasına değer artışı nedeniyle 12 birim olarak giriyor. Yani bakkal fazladan 2 lira kazanıyor, siz de kaybediyorsunuz. Sonra da buna keskin zekâya sahip ticari mantık diyorsunuz.
Aynen bir adamın lokantadan çıkarken binlerce dolar değerindeki saatlerini de yemek parası olarak bırakıp, ‘oh cebimden para çıkmadı’ demesi gibi. Saati sattı, zengin oldu. Cebinden de tek kuruş para çıkmadı. Saati de dükkândaki stoktan düşüp, satış olarak gösterdi. Dua etsinler esnaf değiller. Bir de üzerine gelir vergisi ve KDV ödemek zorunda kalırlar.
Tabi bomba açıklamalar burada da bitmiyor. Her şeyi ithal ediyormuşuz, ki günaydın, üreticimizin daha kaliteli üretimler yapıp, marka değeri yaratıp, daha çok ihracat yapması gerekiyormuş. Gördünüz mü bak, tüm suç üreticide…
Uygulanan kur politikasının hiç etkisi yok. Firmaların TL bazında girdi maliyetleri ve giderleri artarken, döviz bazında gelirlerinin azalmasının, sıcak para ile boğdukları ülkede, aşırı değerli TL nedeniyle iç piyasanın ithal mal cenneti haline gelmesinin hiç ilgisi bulunmuyor.
Tarımı kotalarla boğup, sonra Sudan’dan 99 yıllığına 5 milyon dönüm arazi kiralayıp, Sudanlı’yı çalıştırıp, kendi çiftçini öldürüp üretim yapacaksın. Burada pamuk, sebze, meyve üretilecek ama dönüp kotaları tartışmayacaksın. Bir zamanlar Başbakan işadamları için ‘işbilmezler’ demişti.
Evet bu ülkede ekonomide böyle bir tanım oturdu. Resmen işbilmezler tarafından yönetiliyoruz. Almışlar arkalarına şakşakçılarını, ibadet eder gibi icraatlarını alkışlatıyorlar, sonra da çıkıp bakancılık oynuyorlar. Hadi canım sen de…
dünyada 10 liralık altın ödeme yapılırken nasıl 12 lira oluyorda biz kaybediyoruz ödeme yapılan ülke kazanıyor , aksine ambargo altında petrol satacak yer bulmakta zorlanan irana avantajlı bir fiyatada veriliyor olabilir altın, o detayın ispatı var ise paykaşmanızı rica ederim yoksa mantık dışı bir yargıdan öteye gitmez.
Uygulanan kur politikasından dolayı tüm ticaret erbabı bizim için uygun risklerimiz öngrülebilir oldu deyip teşekkür ediyor. TL aşırı değerli de değil, değersiz de değil, ihacatcı ezilmiyor, ithlatçının coşması önleniyor.
Dünya merkez başkanları arasında bu kur yönetimindeki başarılarısından dolayı mb başkanı ödül alıyor.
Siz olsaydınız keşke ödül jürisinde, kayırmışlar demek ki :) ya da bütün esnaf şakşakcı. Bir tane ben kurdan memnuniyeti olmayan esnaf şahıs , kurum henüz görmedim , siz bulabildiğiniz için tebrik ederim :)
hocam aÄŸzına saÄŸlık….BÃœYÃœKSÃœN !!!