Tok Satıcı Pazara İner mi?

Bir şirket düşünün… Son derece büyük bir sermaye yapısına sahip. Ayrıca kanunlar öylesine onu tanımlıyor ve yetkilendiriyor ki, faaliyet gösterdiği sahada neredeyse tek belirleyici durumda…

Hatta fotoğrafı biraz daha genişletelim. Faaliyet gösterdiği sahada taşeron kullanıyor ve tek belirleyici olduğu için, buradan da ciddi avantajlar sağlıyor. Yani daha önce serbest piyasa sistemi içerisinde gelişen sistem, o şirketin tekel niteliğinde dominant baskısına muhatap kalıyor.

Malzeme fiyatlarından, rayiç bedellere kadar her şeyiyle oynaması mümkün. Çünkü neredeyse süreç içinde şirket, piyasanın tek belirleyicisi oluyor. Ülkenin her yerinde bir talimatıyla faaliyet sahasını kendi şartlarına uygun hale getiriyor.

Peki şimdi kritik soru şu: Böyle bir şirketin ürünlerini satması için kampanya yapmaya ihtiyacı var mı? Eğer yapıyorsa iki alternatif gündeme gelir. Ya gerekli araştırmaları yapmadan, ihtiyacın çok üzerinde imalat yapmıştır ya da çok ciddi dış borçlanmaya gitmiştir ve elindeki ürünleri bir an önce talep ile buluşturması zorunluluğu vardır.

Bu kadar önemli olanaklara sahip iken hangisini yapmış olursa olsun ciddi bir hata ve açmaz söz konusudur. Sonuç kaçınılmazdır. Son derece lüks mağazalarda, malını elini öpene satacak bu şirket, acil finansman ihtiyacı ya da stok eritimi için malının semt pazarına dahi inmesine izin verir.

Olduk olmadık kampanyalar başlatır. Elindekini bir an önce elden çıkararak rahatlama arayışına girer. Bir detay daha, böylesine hakim bir şirketin ya sosyal dürtülerle hareket ediyor olması ya da Rekabet Kurumu tarafından bölünme talebiyle karşı karşıya kalması gerekir. Sosyallik olmadığı gerçekleşmelerden görülüyor.Bizde herkes basından gördüğü kadarıyla konuştuğu için, detayı takip etmiyor.

Şimdi Türkiye’nin taşeronlar patronu TOKİ, elindeki projeler için yurt sathında kampanya başlattığını duyurdu. İşte bazen sadece ‘büyük düşünmek’ zarara neden olabiliyor. Pek de bilmediğiniz bir detayı aktarayım. Zamanında ilgili bürokrattan toplu konut projeleri ile ilgili bir çalışma istenir.

Hesap kitap yapılır ve 100 bin konutluk bir hamle ile iş projelendirilir. Sonra bu hesaplar ‘büyük düşün’ diye önüne atılır ve o da beş ile çarpar. Ardından ne mi olur? Gömdükçe gömer dış finansmanı toprağa… Lüks konutları satayım derken, insanlara kalite açısından şikayetlerin yükseldiği bir hizmet sunar.

Hatta iş o kadar çığrından çıkar ki, birçok ilde yapılan projelerin, o ilin ihtiyacının kat be kat üstünde olduğu anlaşılır. Sonra içte alıcı bulamayınca yurtdışında yaşayanlara satış hakkı gündeme gelir. Kanun emrindedir ya, o iş de hallolur.

Fakat yetinmez, yetinemez. Eldeki stokların eritilmesi gerekiyordur. Her sene olduğu gibi yine kampanyalı satışa girişir. Gariptir kampanyaya dahil olanlar içinde, Türkiye’nin ilk kentsel dönüşüm fiyaskosu olan TOKİ Doğanbey Konutları’ndan da 120 bin TL’ye satılık daireler vardır.

Adama sen önce ‘buradaki insanların haklarını ver, olmadık masraflarla ve onların arazinden aşırdığın ekstra konutlarla çıkan maliyeti talep etmekten vazgeç’ demek geliyor. İnsanlara neden zorla ölüm fermanı gibi ilk anlaşmada olmayan şartları içeren belgeler imzalatılıyor? Önce bunun yanıtını ver. Meraklısına adres vereyim: www.tokidoganbey.com sitesini inceleyin ve dramı görün.

Ne diyorduk? Dönelim başa: Madem tok satıcısın, neden malı pazara döküyorsun? Madem törenlerle anahtar teslim ediyorsun, neden insanlar evlerine giremiyor? Yanıt? Burası Türkiye… Sorgu sual olmaz.

[email protected]

“Tok Satıcı Pazara İner mi?” ile ilgili 4 yorum

  1. Yazıyı iki kere okduum doğru düzgün bir bütünlük içinde anlam çıkaramadım, toki sayesinde yüzbinlerce vatandaş ucuza konut sahibi olmuş canavar ev sahiplerinin , fahiş emlak piyasasının kırılmasını sağlamıştır. Oturduğum semtte 5-6 yıl önce aldığım evin fiyatı hiç değişmedi neden acaba diye düşünmek lazım. Hem halkçıyım de hem halka inen hizmetleri karala , projelerde aksayan şeyler elbette olabilir, yanlış işlerde olabilir ama bizim ki değil rakibi yaptı diye topyekün karalamayı ne çok seviyoruz :mad:

  2. ali bey kardeşim kardeşim tokinin halk için yaptıgı konutların rezalet oldugunu cümle alem biliyor. bilhssa tokiden ev alanlar.malzemeler adi duvarlar kagıt gibi,su tesisatları,elektrik tesisatları hak getire.siz bu halka bu kadar adi malzemelerden ucuz ev sattı diye tokiyi övüyorsanız size sadece VAH ALİBEY VAH TÜRKİYEM DERİM.gaztelerde televizyonlarda tokiden ev alanların hali defalarca gösterildi.siz herhalde gazte televizyon izlemiyorsunuz.size tavsiyem olaylara yandaş ve ne olursa olsun ölümüne savun gözlügünüzü çıkarmanızı tavsiye ederim.lütfen olaylara tarafsız olarak bakmaya çalışın.taraf olsanız bile eleştirmesinide ögrenin. o zaman gözümüzde büyürsünüz.ak parti göreve geleli nerdeyse 15 yıl olacak daha ben bir eleştiriyi kabul edip burda yanlış yapmıştık dedigini duymadım.eleştiriyi hiç bir zaman kabul etmiyorlar.aynı sizin gibi.güzel kardeşim bunlar HAŞA ALLAH PEYGAMBERMİKİ HATA YAPMA YANLIŞ YAPMA DURUMLARI YOK.yemin ediyorum yapılan eleştirileri dikkate alıp gerektiginde yanlışı kabul etseler ben dahil muhalif kesiminde gözünde büyürler.benide müzmin AKP KARŞITI OLARAKTA GÖRMEYİN.AK PARTİ KURULDUGUNDA BEN ASKERDİM .OY VEREMEDİM. VERSEYDİM AK PARTİYE VERECEKTİM.erdogana ve güle karşı müthiş sempatim ve sevgim vardı. ama zaman içinde yapılan yanlışları görünce tüm sempatim ve sevgim bitti.bunuda böyle bilin yani doguştan muhalif degiliz .

  3. Ülkemizde konut yapıp satmak pazarda mal satmak gibi gidiyor biryerde patlayacak aynı zamnda tokiyi zarara ugratanlar neden hala birşeyler yapmıyorlar onurla zararı karşılayıp gitmiyor koltuga yapışıyorlar yagma hasanın böregi misali ülkemizde ne sosyal demokratlar demakrat nede milliyetçiler herkes birşeyler peşinde meclise gelenler kendi dünyasına çekiliyor vay vatandaşın haline

  4. Siz herşeye rağmen ve ne olursa olsun muhalefetçi değilsiniz , ben de ölümüne yandaş, sonuna kadar bağlı, kemik seçmeni vs. değilim, anında satarım gider başka partilere oy veririm ki vermişimdir.
    Tabiki TV seyrettim bir haberde çok dökük , fayansları patır patır dökülmüş, tavaı akmış evler , özensiz işçilikler vardı, elbette yanlış düzeltilsin kimsenin hakkı yenmesin madur edilmesin, vatandaÅŸ hakını arasın , mahkemeye gitsin madur oldu ise bilirkiÅŸi bakar deÄŸerlendirir. Ama ÅŸimdi sizin önünüzde 10 tane açık kapı var ve siz bir tane kapalı kilitli var diye oraya kafa atıp durur musunuz. Neden topyekün karalamalar var Çetin Bey’in her yazısı böyle :) benden nefret ediyor ama ben seviyorum okuyorum , haklı olduÄŸu çok ÅŸey de vardır.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir