Kimileri için çok fazla anlam ifade etmez İbrahim Sadri’nin Kuş Hatıraları şiiri… Olimpos gazozuna ulaşılabilme heyecanı, Çamlıca ile idare etme duygusu, Elvan gazozu, SEK ayranı, Et Balık’a gidip sıraya girmek… Yoklukların içinde girilen kuyruklardaki heyecanlı ve bir o kadar da eğlenceli sohbetler.
Demirin üstünde oturan mahallenin çocukları, sayısını unuttuğumuz futbol maçları, bakkalın önünde buluşmalar, kimsenin dinine, diline, ırkına bakmadan yaşanan kardeşlikler, ‘benim çiçekçim’,’ ailemizin kasabı’, ‘bostandan marul al’ isteğine karşın herkesin evin içinde yok oluşları…
Komşu oturmaları, gün sırası annenizde ise mis gibi kokan kurabiyelere dokunamama ama okuldan gelince de ilk iş saldırma duygusu… Caminin yanındaki arazide oynanan maçlar, taksiye bindiğinizde fiyatı taksimetrenin değil de pazarlığın belirlemesi…
Belki alacaklarınızın hiçbirinin pahası yok, ama hepsinin değeri var. Çünkü mahallenin insanının, esnafının hediyesi gibiydi onlar. Çocukça pazardaki yumurtalara plastik tabancalarla taş atıp, sonra bir tur atıp annem yumurta almış diye parasını verdiğimiz, pazarcı amcanın da fark ettiği halde yüzündeki hınzır gülümse kadar değerli olduğu günlerdi.
Şimdi etrafınıza bakın. Şahin Bakkal Tekel bayisi oldu. Ahmet Ağabey direniyor, Latif Ağabey önce bakkalı kapadı, sonra rahmetli oldu. Sokakta gazozuna top oynayan çocuklar görüyor musunuz? Yoksa her biri alışveriş merkezlerinin içinde oyun salonlarındaki modern cihazlara yutkunarak mı bakıyor?
Bize ‘modern oluyorsunuz’ diye dayadıkları alışveriş merkezleriyle hem mahalledeki bakkal amcayı, hem manifaturacı teyzeyi çaldılar. Terzi Olga Teyze artık bir şey dikemiyor. Ona düğme satan amca da zaten dükkânını kapattı.
Hepimizi bir alışveriş merkezine tıktılar. Olan paramızı harcatıp, bitince cebimize kredi kartı koydular. Şimdi herkes gırtlağına kadar borçlu… Bankalar da esnaf gibi sıfır faizle veresiye yazmıyor… Üstelik bunu da gelişmişliğin göstergesi olarak yutturdular.
Elbette hepsinin kendi içinde değeri var. Ama bir ülkede bir şey yaratırken, diğerini yok ediyorsanız, bunun adı gelişmişlik değil, tarumar oluyor. Bir alışveriş merkezinin 150 iş kolundaki esnafı olumsuz etkilediğini biliyor musunuz? Onlar yok oluyorlar; bizler de piknik alanlarından, çarşılarda belirlenmiş metrekarelerin içindeki beton binaların içine tıkılıyoruz.
Şimdi bu sene 27 tane daha alışveriş merkezi eklenecek. 8,2 milyon metrekaredeki yaşam alanımız da büyük bir iyilik yapılarak 9,3 milyon metrekareye çıkacak. 2012 yılı sonu itibariyle koca Türkiye’de 310 tane binanın içinde yaşıyoruz. Ekleyin bunları da toplam 337 tane olacak.
Üstelik büyükşehirleri bıraktılar, şimdi Anadolu’ya açıldılar. Alabilene raflarından ağırlıklı olarak ithal ürünleri satıp, raftan ithalata imza atıyorlar. Ama hepsinden önemlisi bizi bir labirentte yaşamaya mahkûm ediyorlar.
Esnaf yok oldu ise size ne? Bunu hiç umursamıyor olabilirsiniz. Mahalleler dağıtılıyorsa size ne? Hiç önemsemiyor olabilirsiniz? Fakat biraz bencil olun. Sizi yok ediyorlar, bu umurunuzda mı? Türk insanı tıkılmış, labirent gibi alışveriş merkezlerinin içine, kendisine vaat edilen peyniri arıyor.
Esnaf gidiyor, mahalle gidiyor, insanlar gidiyor, koca koca binalar dikilip, komşuluk gidiyor ve en sonunda bugün lime lime ettikleri, insanı ortadan kaldırdıkları bir Türkiye’yi bölgelere ayırıp, birlikte yaşamayı sonlandırmak istiyorlar. Peyniri buldunuz mu bari…
Fakir fukara avm lerde ısınıyor, buluşma sosyalleşme ortamı oldular, avm lerde gezen kaç kişinin elinde dolu dolu alışveriş çantası var, bakkal amcalar kokak ürünlerini kazık fiyata satamıyor, insanlar geziyor tertemiz ortamda yerlisi ithali en rekabetçi ortamda en avantajlı fiyatlarla kampanyalarla alıveriş yapıyor.
Çocukluk günlerimizin özlem duyulan yanları yok değil ama gelişmişlik diye yutturulan birşey yok bu gelişmedir, orada kalan geride kalan ülkelerde bir süre sonra bu seviyeye gelecek. O ülkelere ülkemiz yatırım yapacak. Mesela örneğin bakınız: başbakının afrika ziyareti ve afrika ülkeleri.
eskilere götürdün bizi yaa.bir yerde okumuştum lafa biz eskiden diye başlıyorsanız artık yavaş yavaş yaşlanıyorsunuz diyordu. harbidende öyle.benim çocukken yaşadıklarıma bakıyorum birde şuanki çocuklara bakıyorum eminim bende daha mutluydum.internetyoktu,büyük marketler yoktu,teknoloji bu kadar gelişmemişti,televizyon tek kanaldı ,cep telefonu,ayfonlar,cicili bicili şeyler yoktu ama eminimki ben daha mutluydum.samiyet,komşuluk ilişkileri bayram muhabbetleri,birbirine sahip çıkma,eski oyunlar nerde.ekonomikkoşular,hayat şartları,aşırı bencillik,kısa yoldan köşe dönme arzuları,bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantıgı,insanları bana göre mahvetti.herkes kendine bakıyor,türkiyede ne olmuş,vatan toprakları üzerinden teröristlerle pazarlıklar yapılıyor,dış politika ve iç politika batmış,komşu ülkelerle papaz olmuşuz,insanlar borç batagına düşmüş,özelleştirmeler işçi kıyımına dönmüş,yok fiyatlara özelleştirme yapılmış,yandaşlara peşkeş çekilmiş,yandaşım olmayan gebersin mantıgı had safhaya ulaşmış, bunu sorgulayan tepki gösteren bir kaç gurup hariç kimse kalmamış.eskiden bu kadar insanlar güncel hayata yabancı degildi.tepki gösterilir eylem yapılır grev yapılır insanlar duruşunu gösterirdi.bunun bana göre en büyük suçlusu politikacılardır.kişisel menfaatlerne ülkeyi ve insanları mahvettiler YUH OLSUN ONLARA
bu ali murat arkadaşta sıg düşünceleriyle beni acı acı gülümsetiyor :neutral: :neutral: :neutral: avm ler sosyalleşme yeriymiş :mrgreen: :mrgreen: .bitik ozaman ülke olarak bu mumu dur yani.rekabetçi ortammış :wink: :wink: ne diyim ben sana ali bey.iyi uykular sanada bu arada uyurken memleket batıyor haberin olsun
avmler ben yazdığım için sosyalleşme yeri değiller, öyle oldukları için öyleler.
bir tanesine gider üst katına çıkarsanız bir sürü insanın bir arada tıkındığını biraz ileride sinema , tiyatro salonu önünde kuyruğa girdiğini az yan tarafta yüzme havuzlu spalı spor kompleksine insnaların ellerinde çanta girip çıktığını vs vs görürsünüz.
bu iyi birşey kötü birşey diye bir yorum yapmadım özellikle çok sıcak ve çok soğuk iklimlerde buralar sosyalleşme yeri olmuştur, siz bu yüzden ülke bitti diyorsanız bitmiştir, uyuyabilirsiniz uykusu gelen uyusun, uyumayan adamlar var..