Kucakladığı herkesi darağacına yollayan Türk dış politikası nedense bazı konularda dut yemiş bülbüle dönüyor. One Minute ile başlayan şov, daha kapıda, toplantı çıkışında son buldu: Canlı yayında ‘Ben moderatöre söyledim’ denildi ama duyan olmadı. Çünkü maydanozun işine gelmişti.
Sonra maydanoz öyle uygun görmüş olacak ki, birden bire İsrail’in OECD üyeliği önündeki tek engel olan Türkiye vetosu kalkıverdi. Oysa ekonomik yaptırımlardan bahsediliyordu değil mi? Sonraki süreçte İsrail ile ilişkilerimiz resmi verilerle yüzdesel anlamda ciddi artışlar gösterdi. Ama maydanoz sanal bir kahramanlık hikâyesi yakalamıştı. Elbette senaryoyu kendi yazmadıysa…
Ardından maydanoz bununla da yetinmedi. Bazılarının halk isyanı, demokrasi arayışı diye milleti kandırdığı ya da kendilerinin de aldandığı süreçte Kuzey Afrika’da yaşanan banker cehennemi, bizim maydanozun Akdeniz’e yerleşmesine yetti.
Sonra tabi sıra Ortadoğu’ya geldi. Malum bizim maydanozun BOP diye bir planı var. İşte tam bu noktada 24 saat içinde geri adım atan, sonra da coşkuyu alıp, kraldan çok kralcı kesilen bizim dış politikamız maydanozun çok hoşuna gitti.
İş o kadar çığırından çıktı ki, her şeye karışıyordu. Irak’ın kuzeyine müdahale edilmesi lazım; maydanoz izin vermiyor, bizimkiler bülbüle dut yediriyor. Ama söz konusu Suriye olunca aslan kesiliyor. Neden? Çünkü orada bırakın izni, teşvik var.
Sonra temel dış politikasını ekonomi üzerine kurgulayan maydanoz, Kıbrıs Rum Kesimi’nin petrol ve doğalgazı söz konusu olunca firmasıyla bölgeye yerleşiyordu. Ne oluyorsa, bizim en kahramanlar çıkıp tepki gösteriyor ve motoru için 200 bin TL bulamadıkları Piri Reis’i arama için yolluyorlardı.
Açıklama da çok sertti: “Rumlar aramaktan vazgeçerse, biz de geçeriz.” Madem hakkın var, niye Rumlar’a bırakıyorsun? Bu arada Exxon Mobil’e çıt yok. Aksine gelecekte doğalgazın en önemli alternatifi gösterilen ve ülkemizde ciddi rezerve sahip kaya gazı için Türkiye’de firmaya yol açıldı. Yani maydanoza laf yok.
Şimdi bu maydanoz politikası Kıbrıs ile ilgili bir tavsiyede daha bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland “Kıbrıs’ın enerji kaynakları, ada halkları arasında bölüşülmeli” diyerek Rumlar’ı kızdırdı. Yersen… Zaten ilk operasyonla Avrupa’yı saf dışı bırakan maydanoz politikası, şimdi bir araya getireceği adayı tek lokmada kendi firmasıyla yemenin yolunu yapıyor.
Peki bizim Dışişleri ya da iktidardan ses var mı? ‘One Minute; two..” Yok tabii ki… Çünkü niye kamuoyuna pragmatik siyaset diye yedirdikleri şey, aslında maydanozun izin verdikleri…
Çıkıp dese ya ‘Senin bu konuyla ne ilgin var? Garantör devlet bile değilsin. İngilizler’in hakkı vardı onun da garantörlük süresi doldu. Sen nereden çıktın? One Minute’ diye… Adalara tek tek Yunan bayrağı dikilirken sesini çıkaramayanlar, bunda mı çıt çıkaracak? Beklemek çok iyimserlik olur.
O ne yaparsa doğrusunu yapar. Çünkü o maydanoz politikasının sahibi. İçeride yaptıklarını doğru bulup, dışarıda posta koymak olur mu? Çok ayıp… Ama siz yine inanın sanal kahramanlıklara… Böylesi daha kolay… Ne diyordu Sayın Başbakan Türkiye’ye biçilen rol olan BOP eşbaşkanlığını canlı yayında partililerine anlatırken? “Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var. Biz onu yapıyoruz.”
Ne mutlu bize ki ‘One Minute’ diyebilen bir dış politikaya sahibiz. Yalnız ufak bir ayrıntı var cevaba muhtaç: Kime? Maydanoz politikasına mı? Haşa… Maydanozun niyeti bozuk… Daha Diyarbakır karpuzu kesecek.