BİLİM, değişmezler hakkındadır. Değişen şeyler hakkındaki bilgilere “malumat” denir. İngilizce’de “knowledge” kelimesi, değişmez bilgileri; “information” ise değişenleri kapsar.
Ne var ki; neyin bilimsel bilgi, neyin sadece malumat olduğunu ayırmak o kadar kolay değildir. Malumat, deneylerin imbiğinden geçtikçe bilimsel bilgi haline gelir. Ham malumatı süzen ve onu saflaştırarak ilim halinegetiren deneylerin dayandığı temel “aynı şartlar altında” veya “diğer şeyler sabit kalmak şartıyla” koşuludur.Bu işin zorluğu, gözlemlenen “sebep-sonuç” ilişkisinin hangi şartlar altında geçerli olduğunukavrayamamaktan doğar. Soyut açıklama bitti. Geçmiş olsun. Şimdi yukarıda söylenenleri somut örneklerleaçıklayım.
FAİZLER ARTINCA MİLLİ GELİR BÜYÜMESİ YAVAŞLAR
Anneniz iktisat öğrenirken hocaları ona bunu söylemişti. Çünkü o zamanlar bir ülkede tek bir para birimigeçerdi. Nakit servetlerin yurt dışına çıkarılması yasaktı. Hatta kambiyo işlemleri Merkez Bankalarının denetimi altındaydı. Bir ülkeye dişe dokunur miktarlarda sıcak para girip çıkamazdı. Ancak bugün o kısıtlar yok. Dolayıyla Merkez Bankası’nın “faizleri arttırarak” ekonomik büyümeyi yavaşlatması, günün moda tabiriyle ekonomiyisoğutması mümkün değil. Hatta ulusal paranın faizini arttırmak tam tersi sonuç doğurabiliyor.
Anneniz iktisat öğrenirken hocaları ona bunu söylemişti. Çünkü o zamanlar bir ülkede tek bir para birimigeçerdi. Nakit servetlerin yurt dışına çıkarılması yasaktı. Hatta kambiyo işlemleri Merkez Bankalarının denetimi altındaydı. Bir ülkeye dişe dokunur miktarlarda sıcak para girip çıkamazdı. Ancak bugün o kısıtlar yok. Dolayıyla Merkez Bankası’nın “faizleri arttırarak” ekonomik büyümeyi yavaşlatması, günün moda tabiriyle ekonomiyisoğutması mümkün değil. Hatta ulusal paranın faizini arttırmak tam tersi sonuç doğurabiliyor.
KAMU BORCU DÜŞÜKSE FİNANSAL İSTİKRAR VARDIR
Anneniz iktisat okurken hocaları ona bunu söylemişti. Çünkü o zamanalar “devletten-devlete” borç verilirdi.Devletin iç ve özellikle dış borçların büyük olması kriz kapıyı çalıyor demekti. Şimdi ise devletten devlete veyaIMF’den devlete borç verme uygulaması kalktı. 2009 krizinden önce IMF işsiz kaldı, kimseye borç veremez halegeldi. Faiz gelirleri düştü. Yakında maaş ödemekte zorlanack deniyordu. Allahtan kriz IMF’in imdadına yetiştide biraz işleri açıldı. Ama işin esası değişmiştir. Artık “özel sektörden-özel sektöre” dış borç veriliyor. Birülkenin mali istikrarsızlığın esas göstergesi, bankacılık kesimi dahil özel sektörün dış borçları oldu. Dış borcuyaratan olay da “cari açık”tır. O sebeple “fiyat istikrarı, mali istikrardan geçer” dendiyor. Bunun için cari açığıdüşürme paketleri yürülüğe konuyor.
Anneniz iktisat okurken hocaları ona bunu söylemişti. Çünkü o zamanalar “devletten-devlete” borç verilirdi.Devletin iç ve özellikle dış borçların büyük olması kriz kapıyı çalıyor demekti. Şimdi ise devletten devlete veyaIMF’den devlete borç verme uygulaması kalktı. 2009 krizinden önce IMF işsiz kaldı, kimseye borç veremez halegeldi. Faiz gelirleri düştü. Yakında maaş ödemekte zorlanack deniyordu. Allahtan kriz IMF’in imdadına yetiştide biraz işleri açıldı. Ama işin esası değişmiştir. Artık “özel sektörden-özel sektöre” dış borç veriliyor. Birülkenin mali istikrarsızlığın esas göstergesi, bankacılık kesimi dahil özel sektörün dış borçları oldu. Dış borcuyaratan olay da “cari açık”tır. O sebeple “fiyat istikrarı, mali istikrardan geçer” dendiyor. Bunun için cari açığıdüşürme paketleri yürülüğe konuyor.
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN YAVAŞLAMASI DÜNYAYI DURDURUR
Anneniz iktisat okurken hocaları ona böyle demişti. Ama artık dünya ekonomisini “gelişmekte olan ülkeler”çekiyor. Onların da ham madde fiyatları altında ezilmemeleri için, zengin yani gelişmiş ülkelerin yavaşbüyümesi tam bir nimettir. Zenginler niye daha hızlı zenginleşemiyor diye üzülmeyin; sevinin.
Son Söz: Annenizin iktisadı hala doğru olabilir; onun zamanı için.
Anneniz iktisat okurken hocaları ona böyle demişti. Ama artık dünya ekonomisini “gelişmekte olan ülkeler”çekiyor. Onların da ham madde fiyatları altında ezilmemeleri için, zengin yani gelişmiş ülkelerin yavaşbüyümesi tam bir nimettir. Zenginler niye daha hızlı zenginleşemiyor diye üzülmeyin; sevinin.
Son Söz: Annenizin iktisadı hala doğru olabilir; onun zamanı için.
Ege CANSEN