Atam! Seni kaybedeli tam 74 sene oldu. O kadar doluyum ki, kelimeler boğazımda, harfler de kalemimde kilitleniyor. Ben de Usta’nın affına sığınarak sana yine Neyzen Tevfik’in dilinden, ama üslubunu basın kurallarına uydurarak mektup yazmak istedim. Eğer yaşasaydı şöyle demez miydi Usta?
Bir gördük ki, tarumar olmuş zihinler
Başa geçmiş zehir tarlasını ekip biçenler
Kudreti kendinden menkul bir zata
Ne saygı ne de sevgi öğretebildiler.
Bir havada, bir yerde boş bakıp boş konuşur
Ruh hali vatandaşın ta ciğerine dokunur
Tramvaya biner bu yolculukta ama
Cihanın sırtından inip de yere oturur.
Kendi insanına kibirle eder bin eza
Yabancının önünde el pençe durur hiza
Attı mı mangalda kül bırakmaz ama
Terbiyeyi üç kuruş paranın sıcağında bulur
Bayram dediğin karabasanlı gecesi oldu
Seni anmak bu zata bilinmez sebep zul oldu
Her gecenin sabahı var malumdur ama
Bazılarının terbiyesi yeşil renkte pul oldu
Millet yine fakru zaruret içinde Atam
Kömürle doyuruyor şimdi dilini vatan
Dağa çıkan çulsuz muhterem ama
Memleket deyip erlik yapan mahpus oldu
Neyzen der ki bu 10 Kasım ağlayamam
Yüzüm yok sana satılıyor her karış vatan
Ahde vefa kalmadı itibarlı şimdi satan
Geçmişe küfretmek adetten oldu.