Bu ara dünya dertli. Küresel kriz çıkışında yaşanan nabzı düşük büyümeyi dahi sürdüremeyen gelişmiş ülkelerde yeniden durgunluğa gitme endişesi var. Bu nedenle iktisat politikalarını da yeniden gözden geçiriyorlar. Büyümeyi özendiren, destekleyen politikaları küresel kriz çıkışında bir kez denemiş ve sonuç almışlardı. Şimdi yine benzer bir deney yapıyorlar.
Bu tür büyüme dostu politika düzenlemelerinde para politikasına öncelik verildiği malum. Yavaşlayan ekonomilerde maliye politikasını gevşetmeye kıyasla parasal gevşemenin daha çabuk ve etkili sonuç vereceği düşünülüyor. Dolayısıyla ağırlık para politikasındaki yumuşamaya veriliyor. Maliye politikası bunu destekleyici yönde biçimlendiriliyor.
Merkez Bankalarının bu geniÅŸlemeci tavrını yeni bir ÅŸey sanmayın. Avrupa Merkez Bankası’nın geleneksel-muhafazakar tavrını bırakıp, parasal geniÅŸlemenin peÅŸine düşmesini göreli bir yenilik olarak kabul etsek dahi, Amerikan tarafının parayı bollaÅŸtırmasına artık alıştık sayılır. Malum, Amerikan operasyonu üçüncü miktar gevÅŸemesi olarak anılıyor.
Önceden de kullanılıyor olmasına bakıp bu tür parasal genişleme operasyonlarının genel kabul gördüğünü de sanmayın. Tam tersine parasal gevşeme operasyonlarına dönük güçlü bir muhalefet ve yaygın bir tartışma var.
Kısa ifadesiyle, yavaşlamadan kaygı duyup destek talep eden büyümecilerle parasal gevşemenin enflasyonu hortlatmasından korkanların çekişmesi bu tartışma.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
Bu hafta başında bizim Merkez Bankası da büyüme dostu bir para politikasına doÄŸru kaydı. GevÅŸemeci kervanına katıldı. Ancak bizim Bankamızın biraz daha ihtiyatlı davrandığı, öteki bankalardan farklı olarak gevÅŸemeyi doÄŸrudan para enjeksiyonu biçiminde deÄŸil de faiz operasyonu ÅŸeklinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi dikkati çekti. Yine de, epeydir piyasa beklentisine karşı direniyor olmasına karşılık, TCMB’nin faizi beklenenin oldukça üstünde bir marjla düşürdüğünü de bu tabloya eklemek gerekiyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.