Öğretim ve eğitime başlarken.

Öğretim ve eğitime başlarken..

Her şeyden önce öğrenim ve eğitimin arasındaki farkı çok iyi anlamız gerekiyor.

Sümerler yazılı tabletlerin de ‘’madem biliyorsun neden öğretmiyorsun’’ deniyor. Ben de diyorum ki madem öğrendin neden uygulamıyorsun?

Çok okumayan bir toplum olarak, kendimizi eleştirir dururuz ama okuduğunu öğrenmeyi, öğrendiğini de uygulamayı, yaşama geçirmeyi sağlayamadıkça, değişen bir şey olmuyor.

O nedenledir ki ulusların gelişimi ve çağdaşlaşması, uygar bir ortamda, saygın ve hakkaniyet içersinde yaşaması, devamlı gelişip ileriye ve her nesille, daha yukarı ve iyiye yönelmesi için, özgün bir öğretime ve bu öğrenimi aldıktan sonrada, bu bilgileri kullanabilmek için, eğitime yani bilgiyi uygulamada kullanma becerisini, elde etmesi gerekir. Biz buna eskiden, laboratuar çalışması derdik. Şimdilerde ise deney ya da deneyim kazanmak deniyor.

Tüm bu açıklamalarda iki önemli ayak vardır.

Birincisi ve en önemlisi, öğretmen, hoca ne derseniz deyiniz?

Diğeri ise, iyi bir eğitimle, bilgi ile donatılmış kişileri, ezberden ya da ansiklopedik halde bırakmadan, bu kazanımlarını yaşama geçirme yetisini kazandırmaktır.

İster tüm pozitif bilimleri, isterseniz, ilahi bilgileri öğrencilerin beynine ezberleterek depolayın. Toplumsal yaşamda, hiçbir yansımasını göremezsiniz!

Aksi varit olsa idi,  ülkemizde üniversite ve imam hatiplerde ki okul ve öğrenci sayı artışlarına karşın, en basit bir toplumsal kural olan, kırmızı ışıkta durmak, alış verişlerde fiş almak, doğru oy kullanmak gibi, bir sürü önemsemediğimiz ve duyarsız kaldığımız davranışları, en büyük toplumsal ödev ve en büyük ibadet olduğunun idraki ile yaşama geçirebilirdik!

‘’Siz istediğiniz kadar öğrenimi +4’leri, +5’lere ya da bir ömür boyuna kadar uzatın! Yaşama geçirilmeyen ve geri besleme ile güncelleştirilemeyen bir bilginin, öğrenene de, içersinde bulunduğu topluma da faydası yoktur.’’

Yeni öğrenim yılı umarız başlangıcı ile beraber getirdiği eğitim tartışmaları ile ilave ekonomik kayıpların haklı çıktığı bir sürece dönüşmez!

Kazım ÇİLOĞLU

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir