Utanmasam, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi benim sözümü dinleyerek Avro’yu (Euro) ve dolaysıyla Avrupa’yı kurtaracak “sınırsız devlet tahvili alma” kararırıyla doğru olanı yaptı diyeceğim.
Pek tabii Sayın Draghi’nin benim Hürriyet’te yazdıklarımdan ve TV’lerde söylediklerimden haberdar olması mümkün değildir. Dolayısıyla, Draghi’nin aldığı kararların varsa onuru ve sorumluluğu kendisine aittir. Anlayacağınız üzere Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) “sorunlu ülkelerin üç yıldan kısa vadeli devlet tahvillerinden sınırsız miktarda satın alma” kararını doğru buluyorum.
OLMAYANA ERGİ YÖNTEMİ
Hatırlayacağınız üzere “nelerin doğru olmadığını saptayarak, neyin doğru olduğuna bulmaya” olmayana ergi yöntemi denir. Olağanüstü durumlarda ve kısa süreli olmak dışında, devletler, reel milli gelir büyümesi oranından yüksek faizle borçlanmaz. Böylesi bir faiz fiyatıyla borç çevirmenin sonu yoktur. Çünkü bu hal “Kamu Borcu/ Milli Gelir” yüzdesini durduk yerde yükselir. Bu oran yükselmesine engel olmak için yüksek miktarlarda “faiz dışı fazla” vermek gerekir. Bu, yüksek vergilendirmeyle, halkın ümüğünü sıkmaktır. Ümüğü sıkılan halk harcamalarını keser ve milli gelir düşmeye başlar. Bu durumda en kötü tablo oluşur. Yani hem kamu borcu artmakta hem de milli gelir düşmektedir. Bu, sonun başlangıcıdır. Ülkenin acze düşmesi, yani göndere beyaz renkli “borçlarını ödeyemiyorum” (defolt) bayrağını çekmesi kaçınılmaz olur. İspanya ve İtalya’nın defolta düştüğü bir AB, kâğıt üstünde bile varlığını sürdüremez. Bunun şakası yoktur.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.