Sizi bu kısa Bayram tatilinde rahat bırakacağımı düşündünüz değil mi? Yanıldınız. Bu site Matrisk gibidir, bir kere girdin mi, kırmızı hapı yutacaksın, maviyi fitil olarak sunuyoruz. Dönüş yok, kabusları yaşayacaksın, her fani gibi ölüm korkusunu tadacaksın.
Şeytan azapta gerekmiş, biliyorum, çoğunuz bu makaleyi esir kaldığınız karayolunda daracık, havasoğutmasız aracın arka koltuğunda Çin malı tabletinizde okuyorsunuz. Size bir müjdem var: Dönüş daha da kötü olacak. Yolda bütün kilometre levhalarını ezberleyeceksin. İstanbul’a döndüğünde, intihara hazır olacaksın. Ardından okullar açılacak ve köprüde tamir çilesi insan hakları örgütlerini bile harekete geçirecek.
Bu keyifli gününüze biraz daha da lezzet katmak için size beni her gece uykularımdan soğuk terler ve naralar atarak uyandıran 3 büyük kabusumdan bahsedeceğim. Ama, Bayram’da hafif nostaljik oldum, o yüzden önce bir kaç tane “özel” mini-kabusumu aktarayım size.
-İçkili bir ortamda Engin Baytar’la tartışmak
-Yaklaşan yarı-Şeriat Devleti’nde içki almak için İzmir’e gitmek zorunda kalmak
-Ajda Pekkan’ı mini etekle görmek
-Silivri’de Cübbeli Ahmet Hoca’yla aynı koğuşa düşmek
-Kobe Bryant’la aynı banyoda çıplak duş almak
-Hadise’nin mürüvveti
-Eğer Hadise’nin mürüvveti engellenemez bir kaderse, çocuk yapması.
-Eğer Hadise’nin çocuk yapması engellenemez bir kaderse, gebelik kilolarını verememesi
Tabi, bunlar çok özel kabuslar. Sizi çok korkutmasını beklemem. Ama, şuna ne dersiniz? Dünya’nın Uzaylılar tarafından istila edilmesi. Bunun çok gerçekçi bir senaryo olduğunu söylemeye gerek yok. Etrafınıza bakın, uzaylı ajanların aramızda fink attığını göreceksiniz. İdris Naim Şahin, Mitt Romney, Hussein Bolt ve Nikki Minaj sizce bu gezegenin yerlisi olabilir mi? Ayrıca, hıyarlıkta üstümüze yok, 40 yıldır uzayın heryerine yok uydu, yok radyo dalgası göndererek kolonyalist uzaylılara adeta “Ben burdayım, gelin beni istila edin!!!” diye selam gönderiyoruz. Bir de heriflere kolayık olsun diye dostluk uydularına DNA yapımız, başlıca stratejik binalarımız, ekonomik sistemimizin şemalarını filan koyuyoruz. İkinci Dünya Savaşı’nda Çürçil’in savaş planlarını Hitler’e özel kurye ve imza karşılığı teslim etmesi gibi ya!
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.